Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "crying" into Turkish language

Türk diline "ağlamak" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Crying

[Ağlayan]
/kraɪɪŋ/

noun

1. The process of shedding tears (usually accompanied by sobs or other inarticulate sounds)

  • "I hate to hear the crying of a child"
  • "She was in tears"
    synonym:
  • crying
  • ,
  • weeping
  • ,
  • tears

1. Gözyaşı dökme süreci (genellikle hıçkırıklar veya diğer anlaşılmaz sesler eşlik eder)

  • "Bir çocuğun ağlamasını duymaktan nefret ediyorum"
  • "Gözyaşları içindeydi"
    eşanlamlı:
  • ağlayan
  • ,
  • gözyaşları

adjective

1. Demanding attention

  • "Clamant needs"
  • "A crying need"
  • "Regarded literary questions as exigent and momentous"- h.l.mencken
  • "Insistent hunger"
  • "An instant need"
    synonym:
  • clamant
  • ,
  • crying
  • ,
  • exigent
  • ,
  • insistent
  • ,
  • instant

1. Ilgi talep eden

  • "Açık ihtiyaçlar"
  • "Ağlayan bir ihtiyaç"
  • "Edebi soruları titiz ve önemli olarak kabul etti" - h.l.mencken
  • "Israrcı açlık"
  • "Anında bir ihtiyaç"
    eşanlamlı:
  • gürültülü
  • ,
  • ağlayan
  • ,
  • zorlayıcı
  • ,
  • ısrarlı
  • ,
  • anlık

2. Conspicuously and outrageously bad or reprehensible

  • "A crying shame"
  • "An egregious lie"
  • "Flagrant violation of human rights"
  • "A glaring error"
  • "Gross ineptitude"
  • "Gross injustice"
  • "Rank treachery"
    synonym:
  • crying(a)
  • ,
  • egregious
  • ,
  • flagrant
  • ,
  • glaring
  • ,
  • gross
  • ,
  • rank

2. Bariz ve çirkin bir şekilde kötü veya anlaşılmaz

  • "Ağlayan bir utanç"
  • "Ciddi bir yalan"
  • "Insan haklarının açık ihlali"
  • "Kusurlu bir hata"
  • "Brüt yeteneksizlik"
  • "Brüt adaletsizlik"
  • "Rank hainliği"
    eşanlamlı:
  • ağlayan(a)
  • ,
  • muazzam
  • ,
  • göze batan
  • ,
  • parlak
  • ,
  • brüt
  • ,
  • sıra

Examples of using

Tom picked up the baby and she immediately stopped crying.
Tom bebeği aldı ve o hemen ağlamayı kesti.
Tom asked me why I was crying.
Tom bana neden ağladığımı sordu.
Tom wonders if he'll be able to goodbye without crying.
Tom ağlamadan vedalaşıp vedalaşamıyacağını merak ediyor.