Translation meaning & definition of the word "cruise" into Turkish language
Türk diline "cruise" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Cruise
[Seyir]/kruz/
noun
1. An ocean trip taken for pleasure
- synonym:
- cruise ,
- sail
1. Zevk için bir okyanus gezisi
- eşanlamlı:
- seyir ,
- yelken
verb
1. Drive around aimlessly but ostentatiously and at leisure
- "She cruised the neighborhood in her new convertible"
- synonym:
- cruise
1. Amaçsızca ama gösterişli bir şekilde ve boş zamanlarınızda sürün
- "Yeni üstü açılır arabasıyla mahalleyi dolaştı"
- eşanlamlı:
- seyir
2. Travel at a moderate speed
- "Please keep your seat belt fastened while the plane is reaching cruising altitude"
- synonym:
- cruise
2. Orta hızda seyahat
- "Lütfen uçak seyir irtifasına ulaşırken emniyet kemerinizi sabit tutun"
- eşanlamlı:
- seyir
3. Look for a sexual partner in a public place
- "The men were cruising the park"
- synonym:
- cruise
3. Halka açık bir yerde cinsel bir partner arayın
- "Adamlar parkı geziyordu"
- eşanlamlı:
- seyir
4. Sail or travel about for pleasure, relaxation, or sightseeing
- "We were cruising in the caribbean"
- synonym:
- cruise
4. Yelken veya zevk, rahatlama veya gezi için seyahat
- "Karayipler'de seyir halindeydik"
- eşanlamlı:
- seyir
Examples of using
Tom and Mary went on a cruise near Italy for their honeymoon, but the ship sank and Tom was drowned in his cabin.
Tom ve Mary balayıları için İtalya yakınında vapurla seyahate çıktılar fakat gemi battı ve Tom kamarasında boğuldu.
The prize money enabled me to go on a world cruise.
Ödül parası dünya gezisine gitmeme olanak sağladı.