Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "crude" into Turkish language

Türk diline "ham" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Crude

[Yavan]
/krud/

noun

1. A dark oil consisting mainly of hydrocarbons

    synonym:
  • petroleum
  • ,
  • crude oil
  • ,
  • crude
  • ,
  • rock oil
  • ,
  • fossil oil
  • ,
  • oil

1. Esas olarak hidrokarbonlardan oluşan koyu bir yağ

    eşanlamlı:
  • petrol
  • ,
  • ham petrol
  • ,
  • yavan
  • ,
  • kaya yağı
  • ,
  • yağ

adjective

1. Not carefully or expertly made

  • "Managed to make a crude splint"
  • "A crude cabin of logs with bark still on them"
  • "Rough carpentry"
    synonym:
  • crude
  • ,
  • rough

1. Dikkatli veya ustalıkla yapılmamış

  • "Kaba bir atel yapmayı başardı"
  • "Hala üzerinde kabuğu olan kaba bir kütük kabini"
  • "Kaba marangozluk"
    eşanlamlı:
  • yavan
  • ,
  • sert

2. Conspicuously and tastelessly indecent

  • "Coarse language"
  • "A crude joke"
  • "Crude behavior"
  • "An earthy sense of humor"
  • "A revoltingly gross expletive"
  • "A vulgar gesture"
  • "Full of language so vulgar it should have been edited"
    synonym:
  • crude
  • ,
  • earthy
  • ,
  • gross
  • ,
  • vulgar

2. Göze çarpan ve tatsız bir şekilde uygunsuz

  • "Kaba dil"
  • "Kaba bir şaka"
  • "Ham davranış"
  • "Dünyevi bir mizah anlayışı"
  • "İğrenç bir iğrenç"
  • "Kaba bir jest"
  • "Dil dolu o kadar kaba ki düzenlenmeliydi"
    eşanlamlı:
  • yavan
  • ,
  • topraklı
  • ,
  • brüt
  • ,
  • halk

3. Not refined or processed

  • "Unrefined ore"
  • "Crude oil"
    synonym:
  • unrefined
  • ,
  • unprocessed
  • ,
  • crude

3. Rafine edilmemiş veya işlenmemiş

  • "Rafine edilmemiş cevher"
  • "Ham yağ"
    eşanlamlı:
  • arıtılmamış
  • ,
  • işlenmemiş
  • ,
  • yavan

4. Belonging to an early stage of technical development

  • Characterized by simplicity and (often) crudeness
  • "The crude weapons and rude agricultural implements of early man"
  • "Primitive movies of the 1890s"
  • "Primitive living conditions in the appalachian mountains"
    synonym:
  • crude
  • ,
  • primitive
  • ,
  • rude

4. Teknik gelişimin erken bir aşamasına ait olmak

  • Basitlik ve (genellikle) kabalık ile karakterize edilir
  • "Erken insanın kaba silahları ve kaba tarımsal uygulamaları"
  • "1890 ların ilkel filmleri"
  • "Appalachian dağlarında ilkel yaşam koşulları"
    eşanlamlı:
  • yavan
  • ,
  • ilkel
  • ,
  • kaba

5. Devoid of any qualifications or disguise or adornment

  • "The blunt truth"
  • "The crude facts"
  • "Facing the stark reality of the deadline"
    synonym:
  • blunt
  • ,
  • crude(a)
  • ,
  • stark(a)

5. Herhangi bir nitelikten, kılıktan veya süslemeden yoksun

  • "Kör gerçek" demek"
  • "Kaba gerçekler"
  • "Son teslim tarihinin açık gerçekliğine bakarak"
    eşanlamlı:
  • köreltmek
  • ,
  • ham(a)
  • ,
  • durselen(a)

6. Not processed or subjected to analysis

  • "Raw data"
  • "The raw cost of production"
  • "Only the crude vital statistics"
    synonym:
  • crude
  • ,
  • raw

6. İşlenmemiş veya analize tabi tutulmamıştır

  • "Ham veri"
  • "Üretimin ham maliyeti"
  • "Sadece kaba istatistikler"
    eşanlamlı:
  • yavan
  • ,
  • çiğ

Examples of using

Don't be crude.
Kaba olmayın.
This joke is crude.
Bu şaka nezaketsiz.
Mike made a crude table out of logs.
Mike kütüklerden basit bir masa yaptı.