Translation meaning & definition of the word "crossroads" into Turkish language
Türk diline "crossroads" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Crossroads
[Kavşak]/krɔsroʊdz/
noun
1. A community of people smaller than a village
- synonym:
- hamlet ,
- crossroads
1. Bir köyden daha küçük bir topluluk
- eşanlamlı:
- hamlet ,
- kavşak
2. A crisis situation or point in time when a critical decision must be made
- "At that juncture he had no idea what to do"
- "He must be made to realize that the company stands at a critical point"
- synonym:
- juncture ,
- critical point ,
- crossroads
2. Kritik bir kararın verilmesi gereken bir kriz durumu veya zaman noktası
- "O noktada ne yapacağı hakkında hiçbir fikri yoktu"
- "Şirketin kritik bir noktada durduğunu anlamak için yapılmalıdır"
- eşanlamlı:
- birleşme yeri ,
- kritik nokta ,
- kavşak
3. A point where a choice must be made
- "Freud's work stands at the crossroads between psychology and neurology"
- synonym:
- crossroads
3. Bir seçim yapılması gereken bir nokta
- "Freud'un çalışması psikoloji ve nöroloji arasındaki kavşakta duruyor"
- eşanlamlı:
- kavşak
Examples of using
The accident took place at a crossroads.
Kaza bir kavşakta yer aldı.