Translation meaning & definition of the word "crop" into Turkish language
Türk diline "ekin" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Crop
[Biçmek]noun
1. The yield from plants in a single growing season
- synonym:
- crop ,
- harvest
1. Tek bir büyüme mevsiminde bitkilerden elde edilen verim
- eşanlamlı:
- biçmek ,
- hasat
2. A cultivated plant that is grown commercially on a large scale
- synonym:
- crop
2. Ticari olarak büyük ölçekte yetiştirilen ekili bir bitki
- eşanlamlı:
- biçmek
3. A collection of people or things appearing together
- "The annual crop of students brings a new crop of ideas"
- synonym:
- crop
3. Birlikte görünen insan veya eşya koleksiyonu
- "Öğrencilerin yıllık mahsulü yeni bir fikir mahsulü getiriyor"
- eşanlamlı:
- biçmek
4. The output of something in a season
- "The latest crop of fashions is about to hit the stores"
- synonym:
- crop
4. Bir sezonda bir şeyin çıktısı
- "En son moda ürünü mağazalara çarpmak üzere"
- eşanlamlı:
- biçmek
5. The stock or handle of a whip
- synonym:
- crop
5. Bir kırbacın stoku veya kolu
- eşanlamlı:
- biçmek
6. A pouch in many birds and some lower animals that resembles a stomach for storage and preliminary maceration of food
- synonym:
- craw ,
- crop
6. Birçok kuşta ve bazı alt hayvanlarda, yiyeceklerin depolanması ve ön maserasyonu için mideye benzeyen bir kese
- eşanlamlı:
- kursak ,
- biçmek
verb
1. Cut short
- "She wanted her hair cropped short"
- synonym:
- crop
1. Kısa kesmek
- "Saçlarının kısa kesilmesini istedi"
- eşanlamlı:
- biçmek
2. Prepare for crops
- "Work the soil"
- "Cultivate the land"
- synonym:
- cultivate ,
- crop ,
- work
2. Ekinlere hazırlanmak
- "Toprakta çalışmak"
- "Toprağı işleyeceğim"
- eşanlamlı:
- yetiştirmek ,
- biçmek ,
- çalışma
3. Yield crops
- "This land crops well"
- synonym:
- crop
3. Ürün vermek
- "Bu toprak iyi ekinleri"
- eşanlamlı:
- biçmek
4. Let feed in a field or pasture or meadow
- synonym:
- crop ,
- graze ,
- pasture
4. Bir tarlada veya merada veya çayırda beslenelim
- eşanlamlı:
- biçmek ,
- otlatmak ,
- çayır
5. Feed as in a meadow or pasture
- "The herd was grazing"
- synonym:
- crop ,
- browse ,
- graze ,
- range ,
- pasture
5. Bir çayır veya merada olduğu gibi beslenir
- "Sürü otluyordu"
- eşanlamlı:
- biçmek ,
- taramak ,
- otlatmak ,
- menzil ,
- çayır
6. Cultivate, tend, and cut back the growth of
- "Dress the plants in the garden"
- synonym:
- snip ,
- clip ,
- crop ,
- trim ,
- lop ,
- dress ,
- prune ,
- cut back
6. Yetiştirin, eğin ve büyümesini azaltın
- "Bahçedeki bitkileri giydir"
- eşanlamlı:
- makaslamak ,
- klip ,
- biçmek ,
- kesmek ,
- elbise ,
- budamak