Translation meaning & definition of the word "create" into Turkish language
Türk diline "yaratmak" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Create
[Yaratmak]/kriet/
verb
1. Make or cause to be or to become
- "Make a mess in one's office"
- "Create a furor"
- synonym:
- make ,
- create
1. Olmak ya da olmak ya da olmak
- "Kişinin ofisinde karışıklık yaratın"
- "Kürk oluştur"
- eşanlamlı:
- yapmak ,
- yaratmak
2. Bring into existence
- "The company was created 25 years ago"
- "He created a new movement in painting"
- synonym:
- create
2. Meydana getirmek
- "Şirket 25 yıl önce kuruldu"
- "Resimde yeni bir hareket yarattı"
- eşanlamlı:
- yaratmak
3. Pursue a creative activity
- Be engaged in a creative activity
- "Don't disturb him--he is creating"
- synonym:
- create
3. Yaratıcı bir aktivite yapın
- Yaratıcı bir aktiviteye katılın
- "Onu rahatsız etmeyin-o yaratıyor"
- eşanlamlı:
- yaratmak
4. Invest with a new title, office, or rank
- "Create one a peer"
- synonym:
- create
4. Yeni bir unvan, ofis veya rütbe ile yatırım yapın
- "Birini bir akran yarat"
- eşanlamlı:
- yaratmak
5. Create by artistic means
- "Create a poem"
- "Schoenberg created twelve-tone music"
- "Picasso created cubism"
- "Auden made verses"
- synonym:
- create ,
- make
5. Sanatsal yollarla yaratın
- "Bir şiir oluştur"
- "Schoenberg on iki tonluk müzik yarattı"
- "Picasso kübizmi yarattı"
- "Sen ayetler yaptı"
- eşanlamlı:
- yaratmak ,
- yapmak
6. Create or manufacture a man-made product
- "We produce more cars than we can sell"
- "The company has been making toys for two centuries"
- synonym:
- produce ,
- make ,
- create
6. İnsan yapımı bir ürün oluşturun veya üretin
- "Satabileceğimizden daha fazla araba üretiyoruz"
- "Şirket iki yüzyıldır oyuncak üretiyor"
- eşanlamlı:
- üretmek ,
- yapmak ,
- yaratmak
Examples of using
What kind of games do you create?
Ne tür oyunlar yapıyorsun?
I had Tom create a website for me.
Tom'a benim için bir web sitesi yaptırdım.
We didn't create it.
Onu biz yaratmadık.