Translation meaning & definition of the word "cram" into Turkish language
Türk diline "cram" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Cram
[Tarak]/kræm/
verb
1. Crowd or pack to capacity
- "The theater was jampacked"
- synonym:
- jam ,
- jampack ,
- ram ,
- chock up ,
- cram ,
- wad
1. Kalabalık veya kapasiteye paketleyin
- "Tiyatro çok sıkışmıştı"
- eşanlamlı:
- sıkmak ,
- sırt ,
- vurmak ,
- tıkamak ,
- kocakarı ,
- tıpa
2. Put something somewhere so that the space is completely filled
- "Cram books into the suitcase"
- synonym:
- cram
2. Bir şeyi bir yere koyun, böylece alan tamamen doldurulur
- "Bavulun içine kram kitaplar"
- eşanlamlı:
- kocakarı
3. Study intensively, as before an exam
- "I had to bone up on my latin verbs before the final exam"
- synonym:
- cram ,
- grind away ,
- drum ,
- bone up ,
- swot ,
- get up ,
- mug up ,
- swot up ,
- bone
3. Sınavdan önce olduğu gibi yoğun bir şekilde çalışın
- "Final sınavından önce latince fiillerimi kemirmek zorunda kaldım"
- eşanlamlı:
- kocakarı ,
- çektirmek ,
- davul ,
- kemikler yukarı ,
- ing ,
- kalkmak ,
- soymak ,
- temizlemek ,
- kemik
4. Prepare (students) hastily for an impending exam
- synonym:
- cram
4. Yaklaşan bir sınav için aceleyle hazırlamak (öğrenciler)
- eşanlamlı:
- kocakarı