Translation meaning & definition of the word "copy" into Turkish language

noun

1. A reproduction of a written record (e.g. of a legal or school record)

synonym:
• transcript
,
• copy

1. Yazılı bir kaydın çoğaltılması (örneğin, yasal veya okul kaydı)

eşanlamlı:
• kopya

2. A thing made to be similar or identical to another thing

• "She made a copy of the designer dress"

• "The clone was a copy of its ancestor"

synonym:
• copy

2. Başka bir şeye benzer veya aynı olmak için yapılmış bir şey

• "Tasarımcı elbisesinin bir kopyasını yaptı"

• "Klon atasının bir kopyasıydı"

eşanlamlı:
• kopya

3. Matter to be printed

• Exclusive of graphical materials

synonym:
• copy
,
• written matter

3. Basılması gereken konu

• Grafiksel malzemeler hariç

eşanlamlı:
• kopya
,
• yazılı mesele

4. Material suitable for a journalistic account

• "Catastrophes make good copy"

synonym:
• copy

4. Gazetecilik hesabı için uygun malzeme

• "Felaket iyi kopya yapar"

eşanlamlı:
• kopya

verb

1. Copy down as is

• "The students were made to copy the alphabet over and over"

synonym:
• copy

1. Olduğu gibi kopyala

• "Öğrenciler alfabeyi tekrar tekrar kopyalamak için yapıldı"

eşanlamlı:
• kopya

2. Reproduce someone's behavior or looks

• "The mime imitated the passers-by"

• "Children often copy their parents or older siblings"

synonym:
• imitate
,
• copy
,
• simulate

2. Birinin davranışını veya görünüşünü yeniden üretin

• "Mime yoldan geçenleri taklit etti"

• "Çocuklar genellikle ebeveynlerini veya büyük kardeşlerini kopyalarlar"

eşanlamlı:
• benzetmek
,
• kopya

3. Reproduce or make an exact copy of

• "Replicate the cell"

• "Copy the genetic information"

synonym:
• replicate
,
• copy

3. Çoğaltın veya tam bir kopyasını yapın

• "Hücreyi kopyala"

• "Genetik bilgiyi kopyalamak"

eşanlamlı:
• tekrarlamak
,
• kopya

4. Make a replica of

• "Copy that drawing"

• "Re-create a picture by rembrandt"

synonym:
• copy
,
• re-create

4. Kopyasını yapmak

• "Bu çizimi kopyala"

• "Rembrandt'ın resmini yeniden oluştur"

eşanlamlı:
• kopya
,
• yeniden yaratmak

Examples of using

I found the lyrics, but I can't copy paste them.

Şarkı sözlerini buldum,ama bunları kopyalayıp yapıştıramam.

I faxed Tom a copy of the contract.

Sözleşmenin bir kopyasını Tom'a faksladım.

I faxed Tom a copy of my receipt.

Faturamın bir kopyasını Tom'a faksladım.

Here's a copy.

İşte bir kopya.

Do you have a copy?

Kopyanız var mı?

Do you have a copy?

Kopyan var mı?

In her notebook, she drew a copy of the picture that was in the book.

O, defterinde kitaptaki bir resmin kopyesini çizmişti.

Don't copy my answers.

Cevaplarımı kopyalamayın.

It wouldn't be right that I'd let you copy my work.

Çalışmamı kopyalamana izin vermem doğru olmazdı.

Tom asked for permission to use the copy machine.

Tom fotokopi makinesini kullanmak için izin istedi.

I will send you a copy of this picture as soon as I can.

Elimden geldiğince kısa sürede sana bu resmin bir kopyasını göndereceğim.

Did you give a copy of the disk to anyone?

Diskin kopyasını kimseye verdin mi?

Could you please copy this report?

Lütfen bu raporu kopyalar mısınız?

After a long wait in line, she was told she should get a certified copy of her birth certificate as identification.

Uzun bir bekleyişten sonra, ona kimlik olarak onun doğum belgesinin onaylı bir nüshasını alması gerektiği söyleniyor.

He had his secretary make another copy.

Sekreterine bir kopya daha yaptırdı.

Compare the copy with the original.

Kopyasını orijinali ile karşılaştırın.

He's a carbon copy of his father.

O, babasını kopyasıdır.