Translation meaning & definition of the word "contain" into Turkish language
Türk diline "içer" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Contain
[Içermek]/kənten/
verb
1. Include or contain
- Have as a component
- "A totally new idea is comprised in this paper"
- "The record contains many old songs from the 1930's"
- synonym:
- incorporate ,
- contain ,
- comprise
1. Dahil etmek veya içermek
- Bir bileşen olarak
- "Bu yazıda tamamen yeni bir fikir var"
- "Kayıt, 1930'lardan kalma birçok eski şarkı içeriyor"
- eşanlamlı:
- dahil etmek ,
- içermek
2. Contain or hold
- Have within
- "The jar carries wine"
- "The canteen holds fresh water"
- "This can contains water"
- synonym:
- hold ,
- bear ,
- carry ,
- contain
2. Içermek veya tutmak
- Içinde olmak
- "Kavanoz şarap taşır"
- "Kantine tatlı su tutar"
- "Bu su içerebilir"
- eşanlamlı:
- tutma ,
- ayı ,
- taşımak ,
- içermek
3. Lessen the intensity of
- Temper
- Hold in restraint
- Hold or keep within limits
- "Moderate your alcohol intake"
- "Hold your tongue"
- "Hold your temper"
- "Control your anger"
- synonym:
- control ,
- hold in ,
- hold ,
- contain ,
- check ,
- curb ,
- moderate
3. Yoğunluğunu azaltmak
- Huysuzluk
- Kısıtlama altında tutmak
- Sınırlar içinde tutun veya tutun
- "Alkol alımını hafiflet"
- "Dilini tut"
- "Iğneni tut" derken"
- "Öfkeni kontrol et"
- eşanlamlı:
- kontrol ,
- tutmak ,
- tutma ,
- içermek ,
- check ,
- frenlemek ,
- orta
4. Be divisible by
- "24 contains 6"
- synonym:
- contain
4. Tarafından bölünmek
- "24 6 içerir"
- eşanlamlı:
- içermek
5. Be capable of holding or containing
- "This box won't take all the items"
- "The flask holds one gallon"
- synonym:
- contain ,
- take ,
- hold
5. Tutma veya içerme yeteneğine sahip olmak
- "Bu kutu tüm eşyaları almayacak"
- "Flask bir galon tutar"
- eşanlamlı:
- içermek ,
- almak ,
- tutma
6. Hold back, as of a danger or an enemy
- Check the expansion or influence of
- "Arrest the downward trend"
- "Check the growth of communism in south east asia"
- "Contain the rebel movement"
- "Turn back the tide of communism"
- synonym:
- check ,
- turn back ,
- arrest ,
- stop ,
- contain ,
- hold back
6. Bir tehlike ya da düşman olarak geri çekilin
- Genişlemesini veya etkisini kontrol edin
- "Düşme eğilimini tutuklayın"
- "Güney doğu asya'da komünizmin büyümesini kontrol edin"
- "İsyancı hareketi içerin"
- "Komünizmin gelgitini geri çevir"
- eşanlamlı:
- check ,
- geriye döndürmek ,
- tutuklamak ,
- durdurmak ,
- içermek
Examples of using
Tom could barely contain his anger.
Tom öfkesini güçlükle kontrol altına alabildi.
Does Coca-Cola contain caffeine?
Coca-Cola kafein içerir mi?
Tom couldn't contain his anger.
Tom öfkesini zaptedemedi.