Translation meaning & definition of the word "constantly" into Turkish language

adverb

1. Without variation or change, in every case

• "Constantly kind and gracious"

• "He always arrives on time"

synonym:
• constantly
,
• invariably
,
• always

1. Her durumda, değişiklik veya değişiklik olmadan

• "Sürekli nazik ve zarif"

• "Her zaman zamanında gelir"

eşanlamlı:
• sürekli
,
• sürekli olarak
,
• daima

2. Without interruption

• "The world is constantly changing"

synonym:
• constantly
,
• always
,
• forever
,
• perpetually
,
• incessantly

2. Aralıksız

• "Dünya sürekli değişiyor"

eşanlamlı:
• sürekli
,
• daima
,
• ebediyen
,
• sürekli olarak
,
• aralıksız olarak

Examples of using

I'm constantly studying.

Sürekli çalışıyorum.

I miss you constantly.

Seni sürekli özlüyorum.

When you are constantly told no smoking, no smoking like that, you start thinking, maybe smoking really is a threat to public morals or something.

Sana sık sık sigara içme,o şekilde sigara içme deniliyorsa, düşünmeye başla, belki sigara içmek toplum ahlakına ya da bir şeye yönelik tehdittir.

My sister is constantly reading comic books.

Kız kardeşim sürekli çizgi roman okuyor.

She is constantly writing letters.

O, sürekli mektuplar yazıyor.

I'm constantly telling her to behave herself.

Ona sürekli olarak terbiyesini takınmasını söylüyorum.

They are constantly trying to outdo each other.

Onlar sürekli olarak birbirlerini geçmeye çalışıyorlar.

He was constantly borrowing money from me.

O, benden sürekli olarak ödünç para alıyordu.

He is constantly complaining.

O, sürekli şikayet ediyor.

His wife nags him constantly.

Karısı ona sürekli dırdır ediyor.

His mother is constantly complaining about it.

Annesi sürekli olarak bundan şikayet ediyor.

His mother is constantly complaining about it.

Annesi sürekli bundan şikayet eder.

I am constantly forgetting people's names.

İnsanların isimlerini sürekli unutuyorum.

I am constantly forgetting names.

Sürekli olarak isimleri unutuyorum.

I constantly quarrel with my wife.

Karımla sürekli tartışırım.

My uncle constantly causes his family trouble.

Amcam sürekli olarak ailesine başına bela olur.

Computers are constantly being improved.

Bilgisayarlar sürekli geliştiriliyorlar.

Sally was constantly changing her hairstyle.

Sally saç stilini sürekli değiştiriyordu.

People who are constantly copying others do it because they can't think for themselves.

İnsanlar kendilerini düşünemedikleri için onu sürekli başkalarını kopyalayan insanlar yaparlar.