Translation meaning & definition of the word "consideration" into Turkish language

noun

1. The process of giving careful thought to something

synonym:
• consideration

1. Bir şeye dikkatli düşünme süreci

eşanlamlı:
• düşünce

2. Information that should be kept in mind when making a decision

• "Another consideration is the time it would take"

synonym:
• circumstance
,
• condition
,
• consideration

2. Karar verirken akılda tutulması gereken bilgiler

• "Başka bir düşünce, alacağı zamandır"

eşanlamlı:
• koşul
,
• kondisyon
,
• düşünce

3. A discussion of a topic (as in a meeting)

• "Consideration of the traffic problem took more than an hour"

synonym:
• consideration

3. Bir konunun tartışılması (bir toplantıda olduğu gibi)

• "Trafik sorununun düşünülmesi bir saatten fazla sürdü"

eşanlamlı:
• düşünce

4. Kind and considerate regard for others

• "He showed no consideration for her feelings"

synonym:
• consideration
,
• considerateness
,
• thoughtfulness

4. Başkaları için nazik ve saygılı bir saygı

• "Duygularını dikkate almadı"

eşanlamlı:
• düşünce
,
• düşüncelilik

5. A fee charged in advance to retain the services of someone

synonym:
• retainer
,
• consideration

5. Birinin hizmetlerini korumak için önceden ücretlendirilen bir ücret

eşanlamlı:
• tutucu
,
• düşünce

6. A considerate and thoughtful act

synonym:
• consideration
,
• thoughtfulness

6. Düşünceli ve düşünceli bir davranış

eşanlamlı:
• düşünce
,
• düşüncelilik

Examples of using

We'll take that into consideration.

Onu dikkate alacağız.

I've taken everything into consideration.

Her şeyi göz önünde bulundurdum.

I'll take it into consideration.

Onu göz önüne alacağım.

The massacre in Norway and the recent rebellion and the booty in England, are dreadful in consideration of the circumstances that the world drifted into.

Norveç'te yaşanan katliam ve son günlerde İngiltere'deki ayaklanma ve yağma, dünyanın içine sürüklendiği durum itibarı ile dehşet vericidir.

Tom didn't take Mary's age into consideration.

Tom Mary'nin yaşını dikkate almadı.

Out of consideration to the pig farming industry the name 'pig influenza' has been changed into 'influenza A(H1N1)'.

Domuz çiftliği endüstrisini dikkate almazsak 'domuz gribi' adı 'A gribi (H1N1) olarak değişti.

They took every possibility into consideration.

Her olasılığı göze aldılar.

An option is now under consideration.

Bir seçenek şimdi görüşülmekte.

I accepted the offer after due consideration.

Tam olarak düşündükten sonra teklifi kabul ettim.

You must take the fact into consideration.

Gerçeği dikkate almalısın.

You should take her illness into consideration.

Onun hastalığına dikkat etmelisin.

All things taken into consideration, my father's life was a happy one.

Her şey göz önüne alındığında, babamın hayatı mutlu bir hayattı.

I have taken everything into consideration.

Her şeyi dikkate aldım.

Taking everything into consideration, he can't be the criminal.

Her şeyi göz önüne alırsak, o suçlu olamaz.

The matter is now under consideration.

Mesele şimdi inceleniyor.

The new method is well worth consideration.

Yeni metot epeyce düşünmeye değer.

The problem is not worth consideration.

Sorun düşünmeye değmez.