Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "conjunction" into Turkish language

Türk diline "birleşim" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Conjunction

[Konjonksiyon]
/kənʤəŋkʃən/

noun

1. The temporal property of two things happening at the same time

  • "The interval determining the coincidence gate is adjustable"
    synonym:
  • concurrence
  • ,
  • coincidence
  • ,
  • conjunction
  • ,
  • co-occurrence

1. Aynı anda gerçekleşen iki şeyin zamansal özelliği

  • "Tesadüf kapısını belirleyen aralık ayarlanabilir"
    eşanlamlı:
  • elbirliği
  • ,
  • tesadüf
  • ,
  • konjonksiyon
  • ,
  • birlikte meydana gelme

2. The state of being joined together

    synonym:
  • junction
  • ,
  • conjunction
  • ,
  • conjugation
  • ,
  • colligation

2. Bir araya gelme durumu

    eşanlamlı:
  • kavşak
  • ,
  • konjonksiyon
  • ,
  • birleşme
  • ,
  • sınıflandırma

3. An uninflected function word that serves to conjoin words or phrases or clauses or sentences

    synonym:
  • conjunction
  • ,
  • conjunctive
  • ,
  • connective
  • ,
  • continuative

3. Kelimeleri veya cümleleri veya cümleleri birleştirmeye yarayan bükülmemiş bir işlev kelimesi

    eşanlamlı:
  • konjonksiyon
  • ,
  • birleştiren
  • ,
  • bağlayıcı
  • ,
  • devam eden

4. The grammatical relation between linguistic units (words or phrases or clauses) that are connected by a conjunction

    synonym:
  • conjunction

4. Bir bağlaç ile bağlanan dilsel birimler (kelimeler veya cümleler veya tümceler) arasındaki dilbilgisel ilişki

    eşanlamlı:
  • konjonksiyon

5. (astronomy) apparent meeting or passing of two or more celestial bodies in the same degree of the zodiac

    synonym:
  • conjunction
  • ,
  • alignment

5. (astronomi) zodyakın aynı derecedeki iki veya daha fazla gök cisminin belirgin bir şekilde buluşması veya geçmesi

    eşanlamlı:
  • konjonksiyon
  • ,
  • uyuşma

6. Something that joins or connects

    synonym:
  • junction
  • ,
  • conjunction

6. Birbirine bağlanan veya bağlanan bir şey

    eşanlamlı:
  • kavşak
  • ,
  • konjonksiyon

Examples of using

Bribes are something that arises in conjunction with power organizations.
Rüşvet güç örgütleri ile birlikte ortaya çıkan bir şeydir.
In English there are eight main parts of speech: noun, verb, adjective, adverb, pronoun, preposition, conjunction and finally interjection.
İngilizcede dilin sekiz ana bölümü vardır:isim,fiil,sıfat,zarf,zamir,edat,bağlaç ve son olarak ünlem.
A more plausible proposal is the one Leech presented in conjunction with Emmet's theory.
Emmet'in teorisi ile bağlantılı olarak Leech'in sunduğu teklif en makulüdür.