Translation meaning & definition of the word "confrontation" into Turkish language
Türk diline "kavram" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Confrontation
[Karşılaşma]/kɑnfrənteʃən/
noun
1. A bold challenge
- synonym:
- confrontation
1. Cesur bir meydan okuma
- eşanlamlı:
- karşılaşma
2. Discord resulting from a clash of ideas or opinions
- synonym:
- confrontation
2. Fikirlerin veya fikirlerin çatışmasından kaynaklanan anlaşmazlık
- eşanlamlı:
- karşılaşma
3. A hostile disagreement face-to-face
- synonym:
- confrontation ,
- encounter ,
- showdown ,
- face-off
3. Yüz yüze düşmanca bir anlaşmazlık
- eşanlamlı:
- karşılaşma ,
- küçülme ,
- ayrılma
4. The act of hostile groups opposing each other
- "The government was not ready for a confrontation with the unions"
- "The invaders encountered stiff opposition"
- synonym:
- confrontation ,
- opposition
4. Birbirine karşı çıkan düşman grupların eylemi
- "Hükümet sendikalarla çatışmaya hazır değildi"
- "İstila edenler sert muhalefetle karşılaştı"
- eşanlamlı:
- karşılaşma ,
- muhalefet
5. A focussed comparison
- Bringing together for a careful comparison
- synonym:
- confrontation
5. Odaklanmış bir karşılaştırma
- Dikkatli bir karşılaştırma için bir araya getirilir
- eşanlamlı:
- karşılaşma
Examples of using
He deliberately kept on provoking a confrontation.
O, kasıtlı olarak bir çatışmayı provoke etmeye devam etti.