Translation meaning & definition of the word "conflicting" into Turkish language
Türk diline "çatışma" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Conflicting
[Çatışan]/kənflɪktɪŋ/
adjective
1. In disagreement
- "The figures are at odds with our findings"
- "Contradictory attributes of unjust justice and loving vindictiveness"- john morley
- synonym:
- at odds(p) ,
- conflicting ,
- contradictory ,
- self-contradictory
1. Anlaşmazlık içinde
- "Sayılar bulgularımızla çelişiyor"
- "Adaletsiz adalet ve sevgi dolu kindarlığın çelişkili nitelikleri" - john morley
- eşanlamlı:
- oranlarda oran(p) ,
- çatışan ,
- çelişkili ,
- kendisiyle çelişkili
2. On bad terms
- "They were usually at odds over politics"
- "Conflicting opinions"
- synonym:
- conflicting
2. Arası kötü
- "Genellikle siyaset konusunda anlaşmazlığa düşerlerdi"
- "Çatışan görüşler"
- eşanlamlı:
- çatışan