Translation meaning & definition of the word "compare" into Turkish language

noun

1. Qualities that are comparable

• "No comparison between the two books"

• "Beyond compare"

synonym:
• comparison
,
• compare
,
• equivalence
,
• comparability

1. Karşılaştırılabilir nitelikler

• "Iki kitap arasında karşılaştırma yok"

• "Karşılaştırmanın ötesinde"

eşanlamlı:
• karşılaştırma
,
• karşılaştırmak
,
• eşdeğerlik
,
• karşılaştırılabilirlik

verb

1. Examine and note the similarities or differences of

• "John compared his haircut to his friend's"

• "We compared notes after we had both seen the movie"

synonym:
• compare

1. Aşağıdakilerin benzerliklerini veya farklılıklarını inceleyin ve not edin

• "John saç kesimini arkadaşınınkiyle karşılaştırdı"

• "İkimiz de filmi izledikten sonra notları karşılaştırdık"

eşanlamlı:
• karşılaştırmak

2. Be comparable

• "This car does not compare with our line of mercedes"

synonym:
• compare

2. Karşılaştırılabilir olmak

• "Bu araba bizim mercedes serimizle kıyaslanamaz"

eşanlamlı:
• karşılaştırmak

3. Consider or describe as similar, equal, or analogous

• "We can compare the han dynasty to the romans"

• "You cannot equate success in financial matters with greed"

synonym:
• compare
,
• liken
,
• equate

3. Benzer, eşit veya benzer olarak düşünün veya tanımlayın

• "Han hanedanını romalılarla karşılaştırabiliriz"

• "Mali konularda başarıyı açgözlülükle eşitleyemezsiniz"

eşanlamlı:
• karşılaştırmak
,
• benzetmek
,
• eşitlemek

4. To form the comparative or superlative form on an adjective or adverb

synonym:
• compare

4. Bir sıfat veya zarf üzerinde karşılaştırmalı veya üstün formu oluşturmak için

eşanlamlı:
• karşılaştırmak

Examples of using

mum!Don't compare me with Sam!

Anne!Benimle Sam'i karşılaştırma.

What is the Kingdom of God like? To what shall I compare it? It is like a grain of mustard seed, which a man took, and put in his own garden. It grew, and became a large tree, and the birds of the sky lodged in its branches.

Tanrı'nın alemi nasıl bir yer? Neyle kıyaslayacağım onu? Bir adamın alıp bahçesine ektiği hardal tohumu tanecikleri gibi. Büyüyüp kocaman bir ağaç oldu, ve sonra göğün kuşları dallarına misafir oldu.

How can you even compare them?

Onları nasıl karşılaştırabilirsin?

Don't compare yourself to Tom.

Kendini Tom'la karşılaştırma.

If you compare yourself with others, you may become vain or bitter; for always there will be greater and lesser persons than yourself.

Kendini diğerleriyle karşılaştırırsan, kendini beğenmiş ya da umudu kırık olabilirsin; her zaman için kendinden daha büyük ya da daha küçük insanlar olacaktır.

Don't ever compare your wife to another woman.

Karını asla bir başka kadınla karşılaştırma.

Don't compare me to a movie star.

Beni bir film yıldızı ile karşılaştırma.

If you compare this to that, which is better?

Bunu onunla karşılaştırırsan, hangisi daha iyi?

Let's compare the translation with the original.

Çeviriyi orijinali ile karşılaştıralım.

Please don't compare me with my brother.

Lütfen beni erkek kardeşinle kıyaslama.

Don't compare your children with others.

Çocuklarını başkalarıyla kıyaslama.

Let's compare this dictionary with that one.

Bu sözlüğü onunla karşılaştıralım.

People sometimes compare death to sleep.

İnsanlar bazen ölümle uykuyu karşılaştırır.