Translation meaning & definition of the word "committee" into Turkish language

noun

1. A special group delegated to consider some matter

• "A committee is a group that keeps minutes and loses hours" - milton berle

synonym:
• committee
,
• commission

1. Bazı konuları dikkate almak için özel bir grup görevlendirilmiştir

• "Bir komite dakika tutan ve saat kaybeden bir gruptur" - milton berle

eşanlamlı:
• komite
,
• komisyon

2. A self-constituted organization to promote something

synonym:
• committee
,
• citizens committee

2. Bir şeyi teşvik etmek için kendi kendini kuran bir organizasyon

eşanlamlı:
• komite
,
• yurttaşlık komitesi

Examples of using

The committee members are all present.

Komite üyelerinin hepsi mevcut.

The committee members are all present.

Heyet üyelerinin hepsi mevcut.

Tom became the acting chairman of the committee.

Tom, komitenin başkan vekili oldu.

Tom was hoping the committee would adopt his proposal.

Tom komitenin onun önerisini benimseyeceğini umuyordu.

Tom can no longer be a member of our committee.

Tom artık bizim komitenin bir üyesi olamaz.

Tom is on the committee in charge of the event.

Tom olaydan sorumlu komitede.

Tom shared a large number of ideas with the committee.

Tom çok sayıda fikri komite ile paylaştı.

He's Mr. Brown, the chairman of the committee.

O, Bay Brown, komitenin başkanı.

They voted to create a committee.

Bir komite oluşturmak için oylama yaptılar.

The noted diplomat readily participated in the committee.

Tanınmış diplomat komiteye kolayca katıldı.

They added a woman to the committee.

Komiteye bir kadın ilave ettiler.

She was elected chairman of the committee.

O, komitenin başkanı seçildi.

She has been asked to sit on the committee.

Komiteye üye olması istendi.

They made John chairman of the committee.

Onlar John'ı komite başkanı yaptı.

He was elected chairman of the committee.

Komitenin başkanı seçildi.

He's the chairman of the committee.

Komitenin başkanıdır.

He is a member of the committee.

O, komitenin bir üyesidir.

He suddenly walked out of the committee meeting.

Aniden komite toplantısını terk etti.

Several politicians exerted strong pressure on the committee.

Birçok siyasetçi komite üzerine güçlü bir baskı uygulamıştır.