Translation meaning & definition of the word "column" into Turkish language
Türk diline "sütun" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Column
[Sütun]noun
1. A line of units following one after another
- synonym:
- column
1. Birbiri ardına takip eden bir birim dizisi
- eşanlamlı:
- sütun
2. A vertical glass tube used in column chromatography
- A mixture is poured in the top and washed through a stationary substance where components of the mixture are adsorbed selectively to form colored bands
- synonym:
- column ,
- chromatography column
2. Sütun kromatografisinde kullanılan dikey bir cam tüp
- Bir karışım üste dökülür ve karışımın bileşenlerinin renkli bantlar oluşturmak için seçici olarak adsorbe edildiği sabit bir maddeden yıkanır
- eşanlamlı:
- sütun ,
- kromatografi kolonu
3. A vertical array of numbers or other information
- "He added a column of numbers"
- synonym:
- column
3. Dikey bir sayı dizisi veya diğer bilgiler
- "Bir sayı sütunu ekledi"
- eşanlamlı:
- sütun
4. Anything that approximates the shape of a column or tower
- "The test tube held a column of white powder"
- "A tower of dust rose above the horizon"
- "A thin pillar of smoke betrayed their campsite"
- synonym:
- column ,
- tower ,
- pillar
4. Bir sütun veya kulenin şekline yaklaşan herhangi bir şey
- "Test tüpü bir beyaz toz sütunu tutuyordu"
- "Bir toz kulesi ufkun üzerinde yükseldi"
- "İnce bir duman sütunu kamp alanlarına ihanet etti"
- eşanlamlı:
- sütun ,
- kule
5. An article giving opinions or perspectives
- synonym:
- column ,
- editorial ,
- newspaper column
5. Görüş veya bakış açıları veren bir makale
- eşanlamlı:
- sütun ,
- editör ile ilgili ,
- gazete köşesi
6. A vertical cylindrical structure standing alone and not supporting anything (such as a monument)
- synonym:
- column ,
- pillar
6. Tek başına duran ve hiçbir şeyi desteklemeyen dikey silindirik bir yapı (bir anıt gibi)
- eşanlamlı:
- sütun
7. (architecture) a tall vertical cylindrical structure standing upright and used to support a structure
- synonym:
- column ,
- pillar
7. (mimarlık) dik duran ve bir yapıyı desteklemek için kullanılan uzun dikey silindirik yapı
- eşanlamlı:
- sütun
8. A page or text that is vertically divided
- "The newspaper devoted several columns to the subject"
- "The bookkeeper used pages that were divided into columns"
- synonym:
- column
8. Dikey olarak bölünmüş bir sayfa veya metin
- "Gazete konuya birkaç köşe yazısı ayırdı"
- "Kitapçı, sütunlara ayrılmış sayfalar kullandı"
- eşanlamlı:
- sütun
9. Any tubular or pillar-like supporting structure in the body
- synonym:
- column
9. Vücuttaki herhangi bir boru veya sütun benzeri destekleyici yapı
- eşanlamlı:
- sütun