Translation meaning & definition of the word "coddle" into Turkish language
Türk diline "kodlama" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Coddle
[Kodlama]/kɑdəl/
verb
1. Treat with excessive indulgence
- "Grandparents often pamper the children"
- "Let's not mollycoddle our students!"
- synonym:
- pamper ,
- featherbed ,
- cosset ,
- cocker ,
- baby ,
- coddle ,
- mollycoddle ,
- spoil ,
- indulge
1. Aşırı hoşgörüyle davranmak
- "Büyükanne ve büyükbabalar genellikle çocukları şımartırlar"
- "Öğrencilerimizi mollycodle etmeyelim!"
- eşanlamlı:
- şımartmak ,
- kuştüyü yatak ,
- cocker ,
- bebeksi ,
- mollikodil ,
- bozmak
2. Cook in nearly boiling water
- "Coddle eggs"
- synonym:
- coddle
2. Neredeyse kaynar suda pişirin
- "Kodlama yumurtaları"
- eşanlamlı:
- şımartmak
Examples of using
You shouldn't coddle her so much. She needs to learn to be independent.
Onun o kadar üzerinde titrememelisin. O bağımsız olmayı öğrenmeli.