Translation meaning & definition of the word "closed" into Turkish language
Türk diline "kapalı" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Closed
[Kapalı]/kloʊzd/
adjective
1. Not open or affording passage or access
- "The many closed streets made travel difficult"
- "Our neighbors peeped from behind closed curtains"
- synonym:
- closed
1. Açık veya geçiş veya erişim sağlama
- "Birçok kapalı sokak seyahat etmeyi zorlaştırdı"
- "Komşularımız kapalı perdelerin arkasından işedi"
- eşanlamlı:
- kapalı
2. (set theory) of an interval that contains both its endpoints
- synonym:
- closed
2. (set teorisi) her iki uç noktasını da içeren bir aralığın
- eşanlamlı:
- kapalı
3. Not open
- "The door slammed shut"
- synonym:
- shut ,
- unopen ,
- closed
3. Açık değil
- "Kapı çarparak kapandı"
- eşanlamlı:
- kapanmak ,
- kapalı
4. Used especially of mouth or eyes
- "He sat quietly with closed eyes"
- "His eyes were shut against the sunlight"
- synonym:
- closed ,
- shut
4. Özellikle ağız veya gözlerde kullanılır
- "Kapalı gözlerle sessizce oturdu"
- "Gözleri güneş ışığına karşı kapalıydı"
- eşanlamlı:
- kapalı ,
- kapanmak
5. Requiring union membership
- "A closed shop"
- synonym:
- closed(a)
5. Sendika üyeliği gerektiren
- "Kapalı bir dükkan"
- eşanlamlı:
- kapalı(a)
6. With shutters closed
- synonym:
- closed
6. Kepenkler kapalıyken
- eşanlamlı:
- kapalı
7. Not open to the general public
- "A closed meeting"
- synonym:
- closed
7. Halka açık değil
- "Kapalı bir toplantı"
- eşanlamlı:
- kapalı
8. Not having an open mind
- "A closed mind unreceptive to new ideas"
- synonym:
- closed ,
- unsympathetic
8. Açık fikirli olmamak
- "Yeni fikirlere aldırış etmeyen kapalı bir zihin"
- eşanlamlı:
- kapalı ,
- sevimsiz
9. Blocked against entry
- "A closed porch"
- synonym:
- closed ,
- closed in(p)
9. Girişe engellenmiş
- "Kapalı bir sundurma"
- eşanlamlı:
- kapalı ,
- kapalı in(p)
Examples of using
Tom gently closed the door.
Tom kapıyı yavaşça kapattı.
Tom closed the gate.
Tom kapıyı kapattı.
Tom closed the door quietly behind him.
Tom onun arkasından kapıyı sessizce kapattı.