Tom glanced at the clock.
Tom saate bir baktı.
The last thing Tom does every night before going to sleep is set his alarm clock.
Tom'un her gece uyumadan önce yaptığı son şey çalar saatini ayarlamaktır.
Tom stood alone under a big clock in the deserted train station.
Tom ıssız tren istasyonunda büyük bir saatin altında tek başına durdu.
Wind up the clock.
Saati kur.
Does that clock work?
O saat çalışıyor mu?
Wind the clock.
Saati kur.
This clock is mine.
Bu saat benim.
The clock is broken.
Saat bozuldu.
The clock is ticking.
Saat işliyor.
This is a waterproof clock.
Bu su geçirmez bir saat.
Don't you see the clock?
Saati görmüyor musun?
I bought her a clock.
Ona bir saat aldım.
This clock seems to be broken.
Bu saat bozuk gibi.
My clock seems to be broken.
Saatim bozulmuş gibi.
Something seems to be wrong with my clock.
Saatimde bir sorun var gibi.
The clock is fast.
Saat hızlı.
Whose clock is it?
Kimin saati?
This clock is broken.
Bu saat bozuk.
Molly has a big clock.
Molly'nin büyük bir saati var.
Tom found this clock at a garage sale.
Tom bu saati bir garaj satışında buldu.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.