Translation meaning & definition of the word "climber" into Turkish language
Türk diline "tırmanıcı" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Climber
[Dağcı]/klaɪmər/
noun
1. A vine or climbing plant that readily grows up a support or over other plants
- synonym:
- climber
1. Bir destek veya diğer bitkilerin üzerinde kolayca yetişen bir asma veya tırmanma bitkisi
- eşanlamlı:
- tırmanıcı
2. Someone seeking social prominence by obsequious behavior
- synonym:
- social climber ,
- climber
2. İğrenç davranışlarla sosyal önem arayan biri
- eşanlamlı:
- sosyal tırmanıcı ,
- tırmanıcı
3. Someone who ascends on foot
- "A solitary mounter of the staircase"
- synonym:
- mounter ,
- climber
3. Yürüyerek yükselen biri
- "Merdivenin yalnız bir tezgahı"
- eşanlamlı:
- mounter ,
- tırmanıcı
4. Someone who climbs as a sport
- Especially someone who climbs mountains
- "The lead climber looked strong still but his partner often slumped in his ropes"
- synonym:
- climber
4. Spor olarak tırmanan biri
- Özellikle dağlara tırmanan biri
- "Baş tırmanıcı hala güçlü görünüyordu ama ortağı sık sık halatlarına düştü"
- eşanlamlı:
- tırmanıcı
5. An iron spike attached to the shoe to prevent slipping on ice when walking or climbing
- synonym:
- crampon ,
- crampoon ,
- climbing iron ,
- climber
5. Yürürken veya tırmanırken buz üzerinde kaymayı önlemek için ayakkabıya bağlı demir bir başak
- eşanlamlı:
- krampon ,
- tırmanma demiri ,
- tırmanıcı