Translation meaning & definition of the word "climb" into Turkish language
Türk diline "tırmanmak" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Climb
[Tırmanmak]noun
1. An upward slope or grade (as in a road)
- "The car couldn't make it up the rise"
- synonym:
- ascent ,
- acclivity ,
- rise ,
- raise ,
- climb ,
- upgrade
1. Yukarı doğru bir eğim veya derece (bir yolda olduğu gibi)
- "Araba yükselişi telafi edemedi"
- eşanlamlı:
- tırmanma ,
- bayır ,
- yükselmek ,
- yükseltmek ,
- tırmanmak ,
- yükseltme
2. An event that involves rising to a higher point (as in altitude or temperature or intensity etc.)
- synonym:
- climb ,
- climbing ,
- mounting
2. Daha yüksek bir noktaya yükselmeyi içeren bir olay (rakım veya sıcaklık veya yoğunluk vb. gibi)
- eşanlamlı:
- tırmanmak ,
- tırmanma ,
- montaj
3. The act of climbing something
- "It was a difficult climb to the top"
- synonym:
- climb ,
- mount
3. Bir şeye tırmanma eylemi
- "Tepeye doğru zorlu bir tırmanıştı"
- eşanlamlı:
- tırmanmak ,
- monte etmek
verb
1. Go upward with gradual or continuous progress
- "Did you ever climb up the hill behind your house?"
- synonym:
- climb ,
- climb up ,
- mount ,
- go up
1. Kademeli veya sürekli ilerleme ile yukarı doğru ilerleyin
- "Evinin arkasındaki tepeye tırmandın mı hiç?"
- eşanlamlı:
- tırmanmak ,
- yukarı çıkmak ,
- monte etmek
2. Move with difficulty, by grasping
- synonym:
- climb
2. Kavrayarak zorlukla hareket edin
- eşanlamlı:
- tırmanmak
3. Go up or advance
- "Sales were climbing after prices were lowered"
- synonym:
- wax ,
- mount ,
- climb ,
- rise
3. Yukarı veya ilerleyin
- "Fiyatlar düşürüldükten sonra satışlar tırmanıyordu"
- eşanlamlı:
- balmumu ,
- monte etmek ,
- tırmanmak ,
- yükselmek
4. Slope upward
- "The path climbed all the way to the top of the hill"
- synonym:
- climb
4. Yukarı doğru eğim
- "Yol tepenin tepesine kadar tırmandı"
- eşanlamlı:
- tırmanmak
5. Improve one's social status
- "This young man knows how to climb the social ladder"
- synonym:
- climb
5. Kişinin sosyal statüsünü geliştirin
- "Bu genç adam sosyal merdiveni nasıl tırmanacağını biliyor"
- eşanlamlı:
- tırmanmak
6. Increase in value or to a higher point
- "Prices climbed steeply"
- "The value of our house rose sharply last year"
- synonym:
- rise ,
- go up ,
- climb
6. Değerde artış veya daha yüksek bir noktaya
- "Fiyatlar dik bir şekilde tırmandı"
- "Evimizin değeri geçen yıl keskin bir şekilde yükseldi"
- eşanlamlı:
- yükselmek ,
- yukarı çıkmak ,
- tırmanmak