Translation meaning & definition of the word "clever" into Turkish language
Türk diline "temiz" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Clever
[Akıllı]/klɛvər/
adjective
1. Showing self-interest and shrewdness in dealing with others
- "A cagey lawyer"
- "Too clever to be sound"
- synonym:
- cagey ,
- cagy ,
- canny ,
- clever
1. Başkalarıyla başa çıkmada kişisel çıkar ve kurnazlık göstermek
- "Kafalı bir avukat"
- "Sesli olmak için çok zekice"
- eşanlamlı:
- kurnaz ,
- pişkin ,
- zeki
2. Mentally quick and resourceful
- "An apt pupil"
- "You are a clever man...you reason well and your wit is bold"-bram stoker
- synonym:
- apt ,
- clever
2. Zihinsel olarak hızlı ve becerikli
- "Uygun bir öğrenci"
- "Akıllı bir adamsın...iyi mantıklısın ve zekâ cesursun"-bram stoker
- eşanlamlı:
- uygun ,
- zeki
3. Showing inventiveness and skill
- "A clever gadget"
- "The cunning maneuvers leading to his success"
- "An ingenious solution to the problem"
- synonym:
- clever ,
- cunning ,
- ingenious
3. Yaratıcılık ve beceri göstermek
- "Zeki bir alet"
- "Başarısına giden kurnaz manevralar"
- "Soruna ustaca bir çözüm"
- eşanlamlı:
- zeki ,
- kurnazlık ,
- becerikli
Examples of using
You were clever.
Sen akıllıydın.
That's very clever.
Bu çok zeki.
I'm very clever.
Çok akıllıyım.