Translation meaning & definition of the word "classical" into Turkish language

noun

1. Traditional genre of music conforming to an established form and appealing to critical interest and developed musical taste

synonym:
• classical music
,
• classical
,
• serious music

1. Yerleşik bir forma uyan ve eleştirel ilgiye ve gelişmiş müzikal zevke hitap eden geleneksel müzik türü

eşanlamlı:
• klasik müzik
,
• klasik
,
• ciddi müzik

adjective

1. Of or relating to the most highly developed stage of an earlier civilisation and its culture

• "Classic cinese pottery"

synonym:
• classical
,
• classic

1. Daha önceki bir uygarlığın ve kültürünün en gelişmiş aşamasından veya onunla ilgili olarak

• "Klasik çin çömleği"

eşanlamlı:
• klasik

2. Of recognized authority or excellence

• "The definitive work on greece"

• "Classical methods of navigation"

synonym:
• authoritative
,
• classical
,
• classic
,
• definitive

2. Tanınmış otorite veya mükemmellik

• "Yunanistan hakkında kesin çalışma"

• "Klasik navigasyon yöntemleri"

eşanlamlı:
• yetkili
,
• klasik
,
• belirli

3. Of or relating to the study of the literary works of ancient greece and rome

• " a classical scholar"

synonym:
• classical

3. Antik yunanistan ve roma edebi eserlerinin incelenmesi veya bunlarla ilgili

• " klasik bir bilim adamı"

eşanlamlı:
• klasik

4. (language) having the form used by ancient standard authors

• "Classical greek

synonym:
• classical

4. (dil) eski standart yazarlar tarafından kullanılan forma sahip olmak

• "Klasik yunanca

eşanlamlı:
• klasik

5. Of or pertaining to or characteristic of the ancient greek and roman cultures

• "Classical mythology"

• "Classical

synonym:
• classical
,
• classic
,
• Greco-Roman
,
• Graeco-Roman
,
• Hellenic

5. Antik yunan ve roma kültürlerinin özelliği veya özelliği

• "Klasik mitoloji"

• "Klasik

eşanlamlı:
• klasik
,
• Greko-Romen
,
• Roman
,
• Yunan

Examples of using

Tom usually listens to classical music.

Tom genellikle klasik müzik dinler.

I know very little about classical music.

Klasik müzik hakkında çok az şey biliyorum.

I like listening to classical music a lot.

Klasik müzik dinlemeyi çok severim.

Tom didn't know that Mary was interested in classical music.

Tom Mary'nin klasik müzikle ilgilendiğini bilmiyordu.

Tom doesn't know anything about classical music.

Tom klasik müzik hakkında bir şey bilmiyor.

Tom doesn't like classical music.

Tom klasik müzikten hoşlanmaz.

Who's your favorite classical guitarist?

En sevdiğiniz klasik gitarist kim?

Tom loves listening to classical music.

Tom klasik müzik dinlemeyi sever.

She enjoys listening to classical music.

Klasik müzik dinlemekten hoşlanır.

The last time I read classical Japanese literature was in high school.

Klasik Japon edebiyatını son kez lisede okudum.

I'm very interested in classical literature.

Klasik edebiyatla çok ilgileniyorum.

I like music, especially classical music.

Müziği severim, özellikle de klasik müziği.

I'm fond of listening to classical music.

Ben klasik müzik dinlemeye düşkünüm.

I like not only classical music but also jazz.

Sadece klasik müziği değil aynı zamanda jazzı da severim.

I like classical music very much.

Ben klasik müziği çok severim.

I don't like classical music.

Ben klasik müziği sevmiyorum.

I always enjoy listening to classical music when I have some free time.

Biraz boş zamanım olduğunda ben her zaman klasik müzik dinlemenin tadını çıkarırım.

I like to listen to classical music.

Klasik müzik dinlemeyi severim.

You like classical music, don't you?

Klasik müziği seversiniz, değil mi?

I like classical music.

Ben klasik müziği severim.