Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "clash" into Turkish language

Türk diline "çöp" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Clash

[Çatışma]
/klæʃ/

noun

1. A loud resonant repeating noise

  • "He could hear the clang of distant bells"
    synonym:
  • clang
  • ,
  • clangor
  • ,
  • clangour
  • ,
  • clangoring
  • ,
  • clank
  • ,
  • clash
  • ,
  • crash

1. Yüksek sesli rezonanslı tekrar eden gürültü

  • "Uzaktaki çanların çınlamasını duyabiliyordu"
    eşanlamlı:
  • tınlama
  • ,
  • çınlama
  • ,
  • çatışma
  • ,
  • çarpmak

2. A state of conflict between persons

    synonym:
  • clash
  • ,
  • friction

2. Kişiler arasında çatışma durumu

    eşanlamlı:
  • çatışma
  • ,
  • sürtünme

3. A state of conflict between colors

  • "Her dress was a disturbing clash of colors"
    synonym:
  • clash

3. Renkler arasında bir çatışma durumu

  • "Giysiliği rahatsız edici bir renk çatışmasıydı"
    eşanlamlı:
  • çatışma

4. A minor short-term fight

    synonym:
  • brush
  • ,
  • clash
  • ,
  • encounter
  • ,
  • skirmish

4. Kısa süreli küçük bir kavga

    eşanlamlı:
  • fırça
  • ,
  • çatışma
  • ,
  • karşılaşma
  • ,
  • çatışmak

verb

1. Crash together with violent impact

  • "The cars collided"
  • "Two meteors clashed"
    synonym:
  • collide
  • ,
  • clash

1. Şiddetli etkiyle birlikte çarpma

  • "Arabalar çarpıştı"
  • "İki meteor çarpıştı"
    eşanlamlı:
  • çarpışmak
  • ,
  • çatışma

2. Be incompatible

  • Be or come into conflict
  • "These colors clash"
    synonym:
  • clash
  • ,
  • jar
  • ,
  • collide

2. Uyumsuz olmak

  • Ya ol ya da çatışmaya gir
  • "Bu renkler çatışıyor"
    eşanlamlı:
  • çatışma
  • ,
  • kavanoz
  • ,
  • çarpışmak

3. Disagree violently

  • "We clashed over the new farm policies"
    synonym:
  • clash

3. Şiddetle katılmıyorum

  • "Yeni çiftlik politikalarıyla çatıştık"
    eşanlamlı:
  • çatışma

Examples of using

There was another clash a few months later.
Birkaç ay sonra bir çatışma daha vardı.
There was a violent clash of opinions between the two leaders.
İki lider arasında şiddetli bir fikir çatışması vardı.