Translation meaning & definition of the word "civil" into Turkish language
Türk diline "sivil" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Civil
[Sivil]/sɪvəl/
adjective
1. Applying to ordinary citizens as contrasted with the military
- "Civil authorities"
- synonym:
- civil
1. Sıradan vatandaşlara başvurmak, orduyla karşılaştırıldığında
- "Sivil yetkililer"
- eşanlamlı:
- sivil
2. Not rude
- Marked by satisfactory (or especially minimal) adherence to social usages and sufficient but not noteworthy consideration for others
- "Even if he didn't like them he should have been civil"- w.s. maugham
- synonym:
- civil ,
- polite
2. Kaba değil
- Sosyal kullanımlara tatmin edici (veya özellikle minimum) bağlılık ve başkaları için yeterli ancak dikkate değer olmayan bir değerlendirme ile işaretlenmiştir
- "Onlardan hoşlanmasaydı bile medeni olmalıydı" - w.s. maugham
- eşanlamlı:
- sivil ,
- nazik
3. Of or occurring within the state or between or among citizens of the state
- "Civil affairs"
- "Civil strife"
- "Civil disobedience"
- "Civil branches of government"
- synonym:
- civil
3. Devlet içinde veya devletin vatandaşları arasında veya arasında meydana gelen veya
- "Sivil meseleler"
- "Sivil çatışma"
- "Sivil itaatsizlik"
- "Hükümetin sivil kolları"
- eşanlamlı:
- sivil
4. Of or relating to or befitting citizens as individuals
- "Civil rights"
- "Civil liberty"
- "Civic duties"
- "Civic pride"
- synonym:
- civil ,
- civic
4. Vatandaşlara birey olarak veya onlara uygun olmak
- "Sivil haklar"
- "Sivil özgürlük"
- "Vatandaş görevleri"
- "Vatandaş gururu"
- eşanlamlı:
- sivil ,
- kent
5. (of divisions of time) legally recognized in ordinary affairs of life
- "The civil calendar"
- "A civil day begins at mean midnight"
- synonym:
- civil
5. (zamanın bölünmeleri) hayatın sıradan işlerinde yasal olarak tanınmıştır
- "Medeni takvim"
- "Sivil bir gün, ortalama gece yarısı başlar"
- eşanlamlı:
- sivil
6. Of or in a condition of social order
- "Civil peoples"
- synonym:
- civil
6. Sosyal düzen içinde veya bir durumda
- "Sivil halklar"
- eşanlamlı:
- sivil
Examples of using
You're violating my civil rights.
Vatandaşlık haklarımı ihlal ediyorsun.
African Americans demonstrated for civil rights.
Afrikalı Amerikalılar sivil haklar için gösteri yaptılar.
A civil war began in Bosnia-Herzegovina in 1992.
Bosna-Hersek'te 1992'de bir iç savaş başladı.