Translation meaning & definition of the word "cite" into Turkish language
Türk diline "cite" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Cite
[Alıntı yapmak]/saɪt/
noun
1. A short note recognizing a source of information or of a quoted passage
- "The student's essay failed to list several important citations"
- "The acknowledgments are usually printed at the front of a book"
- "The article includes mention of similar clinical cases"
- synonym:
- citation ,
- cite ,
- acknowledgment ,
- credit ,
- reference ,
- mention ,
- quotation
1. Bir bilgi kaynağını veya alıntılanmış bir pasajı tanıyan kısa bir not
- "Öğrencinin denemesi birkaç önemli alıntıyı listeleyemedi"
- "Bildirimler genellikle bir kitabın önünde basılır"
- "Makale, benzer klinik vakalardan bahsetmeyi içerir"
- eşanlamlı:
- alıntı ,
- alıntı yapmak ,
- onay ,
- kredi ,
- referans ,
- bahşetmek
verb
1. Make reference to
- "His name was mentioned in connection with the invention"
- synonym:
- mention ,
- advert ,
- bring up ,
- cite ,
- name ,
- refer
1. Referans vermek
- "İcad ile bağlantılı olarak adı anıldı"
- eşanlamlı:
- bahşetmek ,
- ilan ,
- kaldırmak ,
- alıntı yapmak ,
- isim ,
- değinmek
2. Commend
- "He was cited for his outstanding achievements"
- synonym:
- mention ,
- cite
2. Tavsiye etmek
- "O üstün başarıları için gösterildi"
- eşanlamlı:
- bahşetmek ,
- alıntı yapmak
3. Refer to
- "He referenced his colleagues' work"
- synonym:
- reference ,
- cite
3. Adlandırmak
- "Meslektaşlarının çalışmalarına atıfta bulundu"
- eşanlamlı:
- referans ,
- alıntı yapmak
4. Repeat a passage from
- "He quoted the bible to her"
- synonym:
- quote ,
- cite
4. Bir pasajı tekrarlamak
- "Ona i̇ncil'i aktardı"
- eşanlamlı:
- alıntı ,
- alıntı yapmak
5. Refer to for illustration or proof
- "He said he could quote several instances of this behavior"
- synonym:
- quote ,
- cite
5. Örnekleme veya kanıt için bakınız
- "Bu davranışın birkaç örneğinden alıntı yapabileceğini söyledi"
- eşanlamlı:
- alıntı ,
- alıntı yapmak
6. Advance evidence for
- synonym:
- adduce ,
- abduce ,
- cite
6. Kanıt ileri sürmek
- eşanlamlı:
- vermek ,
- bırakmak ,
- alıntı yapmak
7. Call in an official matter, such as to attend court
- synonym:
- summon ,
- summons ,
- cite
7. Mahkemeye katılmak gibi resmi bir konuda çağrı yapın
- eşanlamlı:
- çağırmak ,
- davet ,
- alıntı yapmak
Examples of using
She would cite from the Bible.
O, İncil'den alıntı yapardı.