Translation meaning & definition of the word "choose" into Turkish language

verb

1. Pick out, select, or choose from a number of alternatives

• "Take any one of these cards"

• "Choose a good husband for your daughter"

• "She selected a pair of shoes from among the dozen the salesgirl had shown her"

synonym:
• choose
,
• take
,
• select
,
• pick out

1. Bir dizi alternatif arasından seçim yapın, seçin veya seçim yapın

• "Bu kartlardan herhangi birini al"

• "Kızınız için iyi bir koca seçin"

• "Satışçı kızın ona gösterdiği düzineden bir çift ayakkabı seçti"

eşanlamlı:
• seçmek
,
• almak
,
• ortaya çıkarmak

2. Select as an alternative over another

• "I always choose the fish over the meat courses in this restaurant"

• "She opted for the job on the east coast"

synonym:
• choose
,
• prefer
,
• opt

2. Bir başkasının yerine alternatif olarak seçin

• "Ben her zaman bu restoranda et kursları üzerinde balık seçin"

• "Doğu kıyısındaki işi seçti"

eşanlamlı:
• seçmek
,
• tercih etmek

3. See fit or proper to act in a certain way

• Decide to act in a certain way

• "She chose not to attend classes and now she failed the exam"

synonym:
• choose

3. Belirli bir şekilde hareket etmek için uygun veya uygun görün

• Belli bir şekilde hareket etmeye karar verin

• "Sınıflara katılmamayı seçti ve şimdi sınavda başarısız oldu"

eşanlamlı:
• seçmek

Examples of using

I think you should choose Tom.

Tom'u seçmen gerektiğini düşünüyorum.

I think you should choose Tom.

Bana kalırsa Tom'u seçmelisin.

I think you should choose Tom.

Bence Tom'u seçmelisin.

I think you should choose Tom.

Sanırım Tom'u seçmelisin.

I'm both Polish and Norwegian, so I can't choose.

Hem Polonyalı hem de Norveçliyim, bu yüzden seçemem.

We didn't choose Tom.

Tom'u seçmedik.

Don't make me choose.

Bana seçtirme.

We can't choose who our parents are.

Ebeveynlerimizin kim olduklarını seçemeyiz.

You can choose one of them.

Onlardan birini seçebilirsin.

I don't know who I'm going to choose.

Kimi seçeceğimi bilmiyorum.

Tom doesn't know what plan Mary will choose.

Tom Mary'nin hangi planı seçeceğini bilmiyor.

Tom doesn't know which color to choose.

Tom hangi rengi seçeceğini bilmiyor.

Tom must choose between honor and death.

Tom şeref ve ölüm arasında seçim yapmalı.

I never thought it'd be this hard to choose a color to paint the kitchen.

Mutfağı boyamak için bir renk seçmenin bu kadar zor olduğunu asla düşünmemiştim.

Never choose a vocation just because your friends are in it, nor refuse another just because your worst enemy is in it.

Sadece dostların içinde olduğundan dolayı bir işi seçme, nede sadece en kötü düşmanın içinde olduğu için diğer bir işi reddetme.

Never choose a vocation just because it looks easy.

Bir mesleği asla sadece kolay göründüğü için tercih etme.

If I had to surrender, I'd rather choose death.

Teslim olmak zorundaysam, ölmeyi tercih ederim.