Translation meaning & definition of the word "charming" into Turkish language

adjective

1. Pleasing or delighting

• "Endowed with charming manners"

• "A charming little cottage"

• "A charming personality"

synonym:
• charming

1. Hoş ya da zevkli

• "Cazip tavırlarla donatılmış"

• "Cazip küçük bir kulübe"

• "Cazip bir kişilik"

eşanlamlı:
• büyüleyici

2. Possessing or using or characteristic of or appropriate to supernatural powers

• "Charming incantations"

• "Magic signs that protect against adverse influence"

• "A magical spell"

• "'tis now the very witching time of night"- shakespeare

• "Wizard wands"

• "Wizardly powers"

synonym:
• charming
,
• magic
,
• magical
,
• sorcerous
,
• witching(a)
,
• wizard(a)
,
• wizardly

2. Doğaüstü güçlere sahip olmak veya bunları kullanmak veya karakteristik veya uygun olmak

• "Büyüleyici büyüler"

• "Olumsuz etkilere karşı koruma sağlayan sihirli işaretler"

• "Büyülü bir büyü"

• "'şimdi gecenin çok cadılık zamanı" - shakespeare

• "Sihirbaz asaları"

• "Büyücü güçler"

eşanlamlı:
• büyüleyici
,
• sihir
,
• sihirli
,
• büyülü
,
• büyücülük(a)
,
• sihirbaz(a)
,
• sihirli bir şekilde

Examples of using

Tom is very charming when he smiles.

Tom gülümsediği zaman çok çekici.

Tom is very charming.

Tom çok sevimli.

You're charming.

Çekicisin.

Tom is charming.

Tom çekicidir.

Kate is as charming as her sister.

Kate kız kardeşi kadar büyüleyici.

I think Tom is charming.

Tom'un çekici olduğunu düşünüyorum.

My brother gave me a charming baby doll.

Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.

He thought of himself as being charming enough.

O, kendini yeterince çekici olarak düşündü.

Your eccentricities can make you either charming or tedious.

Senin eksantrikliğin seni ya sevimli ya da sıkıcı yapabilir.

She is a charming woman.

O büyüleyici bir kadındır.

I think she is charming and attractive.

Sanırım o, alımlı ve çekici.

She is a charming and reliable person.

Sevimli ve güvenilir bir kişidir.

She is just as charming as her sister.

Tam kız kardeşi kadar çekicidir.

She thought of herself as charming enough.

Kendisinin yeterince çekici olduğunu düşündü.

She is charming as well as diligent.

O hem çekici hem de çalışkandır.

Your grandmother is a charming lady.

Büyük anneniz çekici bir bayan.

What a charming girl you are!

Ne çekici bir kızsın!

That baby has charming eyes.

Şu bebeğin büyüleyici gözleri var.

Kate is very charming.

Kate çok çekici.

Jane is a most charming girl.

Jane en çekici bir kız.