Translation meaning & definition of the word "charm" into Turkish language
Türk diline "çarm" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Charm
[Çekicilik]/ʧɑrm/
noun
1. Attractiveness that interests or pleases or stimulates
- "His smile was part of his appeal to her"
- synonym:
- appeal ,
- appealingness ,
- charm
1. İlgi çeken, memnun eden veya teşvik eden çekicilik
- "Gülüşü ona olan çekiciliğinin bir parçasıydı"
- eşanlamlı:
- temyiz ,
- çekicilik
2. A verbal formula believed to have magical force
- "He whispered a spell as he moved his hands"
- "Inscribed around its base is a charm in balinese"
- synonym:
- spell ,
- magic spell ,
- magical spell ,
- charm
2. Sihirli bir güce sahip olduğuna inanılan sözlü bir formül
- "Ellerini hareket ettirirken bir büyü fısıldadı"
- "Üsünün etrafında tarif bali bir cazibe"
- eşanlamlı:
- sihir ,
- çekicilik
3. Something believed to bring good luck
- synonym:
- charm ,
- good luck charm
3. Bir şeyin iyi şans getirdiğine inanılıyordu
- eşanlamlı:
- çekicilik ,
- iyi şanslar büyüsü
4. (physics) one of the six flavors of quark
- synonym:
- charm
4. (fizik) kuarkın altı çeşnisinden biri
- eşanlamlı:
- çekicilik
verb
1. Attract
- Cause to be enamored
- "She captured all the men's hearts"
- synonym:
- capture ,
- enamour ,
- trance ,
- catch ,
- becharm ,
- enamor ,
- captivate ,
- beguile ,
- charm ,
- fascinate ,
- bewitch ,
- entrance ,
- enchant
1. Çekmek
- Aşık olmak
- "Tüm erkeklerin kalplerini ele geçirdi"
- eşanlamlı:
- ele geçirmek ,
- büyülemek ,
- trans ,
- yakalamak ,
- beşarm ,
- cezbetmek ,
- çekicilik ,
- afsunlamak ,
- giriş
2. Control by magic spells, as by practicing witchcraft
- synonym:
- charm ,
- becharm
2. Büyücülük uygulayarak olduğu gibi büyü büyüleriyle kontrol
- eşanlamlı:
- çekicilik ,
- beşarm
3. Protect through supernatural powers or charms
- synonym:
- charm
3. Doğaüstü güçler veya takılar ile koruyun
- eşanlamlı:
- çekicilik
4. Induce into action by using one's charm
- "She charmed him into giving her all his money"
- synonym:
- charm ,
- influence ,
- tempt
4. Kişinin cazibesini kullanarak harekete geçirin
- "Onu bütün parasını ona vermesi için büyüledi"
- eşanlamlı:
- çekicilik ,
- etki ,
- özendirmek
Examples of using
Tom keeps an eagle feather as a good-luck charm.
Tom iyi bir şans tılsımı olarak bir kartal tüyünü saklıyor.
Tom keeps a rabbit's foot as a good-luck charm.
Tom iyi bir şans tılsımı olarak bir tavşan ayağı saklar.
It worked like a charm.
Tıkır tıkır çalıştı.