Translation meaning & definition of the word "carriage" into Turkish language
Türk diline "taşıma" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Carriage
[Taşıma]/kærɪʤ/
noun
1. A railcar where passengers ride
- synonym:
- passenger car ,
- coach ,
- carriage
1. Yolcuların bindiği bir vagon
- eşanlamlı:
- yolcu vagonu ,
- antrenör ,
- vagon
2. A vehicle with wheels drawn by one or more horses
- synonym:
- carriage ,
- equipage ,
- rig
2. Bir veya daha fazla at tarafından çekilen tekerlekleri olan bir araç
- eşanlamlı:
- vagon ,
- teçhizat
3. Characteristic way of bearing one's body
- "Stood with good posture"
- synonym:
- carriage ,
- bearing ,
- posture
3. Kişinin vücudunu taşımanın karakteristik yolu
- "Iyi duruşla dayandım"
- eşanlamlı:
- vagon ,
- taşıyan ,
- duruş
4. A machine part that carries something else
- synonym:
- carriage
4. Başka bir şey taşıyan makine parçası
- eşanlamlı:
- vagon
5. A small vehicle with four wheels in which a baby or child is pushed around
- synonym:
- baby buggy ,
- baby carriage ,
- carriage ,
- perambulator ,
- pram ,
- stroller ,
- go-cart ,
- pushchair ,
- pusher
5. Bir bebeğin veya çocuğun itildiği dört tekerlekli küçük bir araç
- eşanlamlı:
- bebek arabası ,
- vagon ,
- dolaşan ,
- çocuk ,
- gezginci ,
- go-kart ,
- puset ,
- fırsatçı
Examples of using
Is that your carriage?
O senin at araban mı?
The baby sleeping in the baby carriage is as cute as an angel.
Bebek arabasında uyuyan bebek, bir melek kadar sevimli.