Translation meaning & definition of the word "careful" into Turkish language
Türk diline "dikkatli" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Careful
[Dikkatli]/kɛrfəl/
adjective
1. Exercising caution or showing care or attention
- "They were careful when crossing the busy street"
- "Be careful to keep her shoes clean"
- "Did very careful research"
- "Careful art restorers"
- "Careful of the rights of others"
- "Careful about one's behavior"
- synonym:
- careful
1. Dikkatli olmak veya dikkat veya dikkat göstermek
- "Işlek caddeyi geçerken dikkatliydiler"
- "Ayakkabılarını temiz tutmaya dikkat et"
- "Çok dikkatli araştırma yaptım"
- "Dikkatli sanat restoratörleri"
- "Başkalarının haklarına dikkat edin"
- "Kişinin davranışına dikkat et"
- eşanlamlı:
- dikkatli
2. Cautiously attentive
- "Careful of her feelings"
- "Heedful of his father's advice"
- synonym:
- careful ,
- heedful
2. Dikkatli dikkatli olun
- "Duygularına dikkat et"
- "Babasının tavsiyesine kulak verin"
- eşanlamlı:
- dikkatli ,
- özenli
3. Unhurried and with care and dignity
- "Walking at the same measured pace"
- "With all deliberate speed"
- synonym:
- careful ,
- deliberate ,
- measured
3. Telaşsız, özen ve haysiyetle
- "Aynı ölçülü hızda yürümek"
- "Bütün kasıtlı hız ile"
- eşanlamlı:
- dikkatli ,
- planlanmış ,
- ölçülü
4. Full of cares or anxiety
- "Thou art careful and troubled about many things"-luke 10.41
- synonym:
- careful
4. Kaygı veya kaygı dolu
- "Birçok konuda dikkatli ve sıkıntılısınız"-luka 10.41
- eşanlamlı:
- dikkatli
5. Mindful of the future in spending money
- "Careful with money"
- synonym:
- careful ,
- thrifty
5. Para harcarken geleceğe dikkat edin
- "Para ile ilgilen"
- eşanlamlı:
- dikkatli ,
- tutumlu
Examples of using
If you're not careful, you might hurt yourself.
Dikkatli olmazsan kendini incitebilirsin.
If you're not careful with that knife, you might cut yourself.
O bıçağa dikkat etmezsen kendini kesebilirsin.
Be careful not to scratch the furniture.
Mobilyayı çizmemek için dikkatli olun.