Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "car" into Turkish language

Türk diline "araba" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Car

[Araba]
/kɑr/

noun

1. A motor vehicle with four wheels

  • Usually propelled by an internal combustion engine
  • "He needs a car to get to work"
    synonym:
  • car
  • ,
  • auto
  • ,
  • automobile
  • ,
  • machine
  • ,
  • motorcar

1. Dört tekerlekli motorlu bir araç

  • Genellikle içten yanmalı bir motor tarafından tahrik edilir
  • "İşe gitmek için bir arabaya ihtiyacı var"
    eşanlamlı:
  • araba
  • ,
  • otomobil
  • ,
  • makine

2. A wheeled vehicle adapted to the rails of railroad

  • "Three cars had jumped the rails"
    synonym:
  • car
  • ,
  • railcar
  • ,
  • railway car
  • ,
  • railroad car

2. Demiryolunun raylarına uyarlanmış tekerlekli bir araç

  • "Üç araba raydan atlamıştı"
    eşanlamlı:
  • araba
  • ,
  • vagon
  • ,
  • demiryolu vagonu

3. The compartment that is suspended from an airship and that carries personnel and the cargo and the power plant

    synonym:
  • car
  • ,
  • gondola

3. Bir zeplinten asılan ve personel ile kargo ve enerji santralini taşıyan bölme

    eşanlamlı:
  • araba
  • ,
  • gondol

4. Where passengers ride up and down

  • "The car was on the top floor"
    synonym:
  • car
  • ,
  • elevator car

4. Yolcuların aşağı ve yukarı bindiği yer

  • "Araba en üst kattaydı"
    eşanlamlı:
  • araba
  • ,
  • asansör

5. A conveyance for passengers or freight on a cable railway

  • "They took a cable car to the top of the mountain"
    synonym:
  • cable car
  • ,
  • car

5. Bir kablo demiryolu üzerinde yolcular veya yük için bir taşıma

  • "Dağın tepesine bir teleferik götürdüler"
    eşanlamlı:
  • teleferik
  • ,
  • araba

Examples of using

Tom picked up the can of gasoline and started walking back to his car.
Tom benzin bidonunu aldı ve arabasının arkasına doğru yürümeye başladı.
Tom offered to help the old lady carry her groceries out to her car.
Tom yaşlı bayana malzemelerini arabasına taşımak için yardım etmeyi önerdi.
Tom leaned out the window of his car and pressed the button on the intercom at the gate.
Tom arabasının penceresinden dışarıya eğildi ve kapıdaki interkom tuşuna bastı.