Translation meaning & definition of the word "capacity" into Turkish language
Türk diline "kapasite" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Capacity
[Kapasite]noun
1. Capability to perform or produce
- "Among his gifts is his capacity for true altruism"
- "Limited runway capacity"
- "A great capacity for growth"
- synonym:
- capacity
1. Gerçekleştirme veya üretme yeteneği
- "Hediyeleri arasında gerçek fedakarlık kapasitesi var"
- "Sınırlı pist kapasitesi"
- "Büyüme için büyük bir kapasite"
- eşanlamlı:
- kapasite
2. The susceptibility of something to a particular treatment
- "The capability of a metal to be fused"
- synonym:
- capability ,
- capacity
2. Bir şeyin belirli bir tedaviye duyarlılığı
- "Bir metalin kaynaşma yeteneği"
- eşanlamlı:
- kabiliyet ,
- kapasite
3. The amount that can be contained
- "The gas tank has a capacity of 12 gallons"
- synonym:
- capacity ,
- content
3. İçerebilecek miktar
- "Benzin deposu 12 galon kapasiteye sahiptir"
- eşanlamlı:
- kapasite ,
- içerik
4. The maximum production possible
- "The plant is working at 80 per cent capacity"
- synonym:
- capacity
4. Mümkün olan maksimum üretim
- "Tesis yüzde 80 kapasitede çalışıyor"
- eşanlamlı:
- kapasite
5. A specified function
- "He was employed in the capacity of director"
- "He should be retained in his present capacity at a higher salary"
- synonym:
- capacity
5. Belirlenmiş bir fonksiyon
- "Yönetmen sıfatıyla istihdam edildi"
- "Mevcut kapasitesinde daha yüksek bir maaşla tutulmalıdır"
- eşanlamlı:
- kapasite
6. (computer science) the amount of information (in bytes) that can be stored on a disk drive
- "The capacity of a hard disk drive is usually expressed in megabytes"
- synonym:
- capacity
6. (bilgisayar bilimi) bir disk sürücüsünde saklanabilecek bilgi miktarı (bayt cinsinden)
- "Bir sabit disk sürücüsünün kapasitesi genellikle megabayt olarak ifade edilir"
- eşanlamlı:
- kapasite
7. An electrical phenomenon whereby an electric charge is stored
- synonym:
- capacitance ,
- electrical capacity ,
- capacity
7. Bir elektrik yükünün depolandığı bir elektrik fenomeni
- eşanlamlı:
- kapasite ,
- elektrik kapasitesi
8. The power to learn or retain knowledge
- In law, the ability to understand the facts and significance of your behavior
- synonym:
- capacity ,
- mental ability
8. Bilgiyi öğrenme veya tutma gücü
- Hukukta, davranışınızın gerçeklerini ve önemini anlama yeteneği
- eşanlamlı:
- kapasite ,
- zihinsel yetenek
9. Tolerance for alcohol
- "He had drunk beyond his capacity"
- synonym:
- capacity
9. Alkol toleransı
- "Bedeninin ötesinde sarhoştu"
- eşanlamlı:
- kapasite