Translation meaning & definition of the word "canvas" into Turkish language
Türk diline "kanvas" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Canvas
[Kanvaz]noun
1. A heavy, closely woven fabric (used for clothing or chairs or sails or tents)
- synonym:
- canvas ,
- canvass
1. Ağır, yakından dokunmuş bir kumaş (giysi veya sandalyeler veya yelkenler veya çadırlar için kullanılır)
- eşanlamlı:
- kandil ,
- yelken
2. An oil painting on canvas fabric
- synonym:
- canvas ,
- canvass
2. Tuval kumaş üzerine yağlı boya
- eşanlamlı:
- kandil ,
- yelken
3. The setting for a narrative or fictional or dramatic account
- "The crowded canvas of history"
- "The movie demanded a dramatic canvas of sound"
- synonym:
- canvas ,
- canvass
3. Anlatı veya kurgusal veya dramatik bir hesap için ayar
- "Tarihin kalabalık tuvali"
- "Film dramatik bir ses tuvali talep etti"
- eşanlamlı:
- kandil ,
- yelken
4. A tent made of canvas fabric
- synonym:
- canvas tent ,
- canvas ,
- canvass
4. Tuval kumaştan yapılmış bir çadır
- eşanlamlı:
- tuval çadırı ,
- kandil ,
- yelken
5. A large piece of fabric (usually canvas fabric) by means of which wind is used to propel a sailing vessel
- synonym:
- sail ,
- canvas ,
- canvass ,
- sheet
5. Bir yelkenli gemiyi itmek için rüzgarın kullanıldığı büyük bir kumaş parçası (genellikle kanvas kumaş)
- eşanlamlı:
- yelken ,
- kandil ,
- yaprak
6. The mat that forms the floor of the ring in which boxers or professional wrestlers compete
- "The boxer picked himself up off the canvas"
- synonym:
- canvas ,
- canvass
6. Boksörlerin veya profesyonel güreşçilerin yarıştığı halkanın zeminini oluşturan mat
- "Boksör kendini tuvalden aldı"
- eşanlamlı:
- kandil ,
- yelken
verb
1. Solicit votes from potential voters in an electoral campaign
- synonym:
- canvass ,
- canvas
1. Bir seçim kampanyasında potansiyel seçmenlerden oy isteyin
- eşanlamlı:
- yelken ,
- kandil
2. Get the opinions (of people) by asking specific questions
- synonym:
- poll ,
- canvass ,
- canvas
2. Belirli sorular sorarak görüşleri (insanların) alın
- eşanlamlı:
- anket ,
- yelken ,
- kandil
3. Cover with canvas
- "She canvassed the walls of her living room so as to conceal the ugly cracks"
- synonym:
- canvas
3. Tuval ile örtmek
- "Çirkin çatlakları gizlemek için oturma odasının duvarlarını taradı"
- eşanlamlı:
- kandil
4. Consider in detail and subject to an analysis in order to discover essential features or meaning
- "Analyze a sonnet by shakespeare"
- "Analyze the evidence in a criminal trial"
- "Analyze your real motives"
- synonym:
- analyze ,
- analyse ,
- study ,
- examine ,
- canvass ,
- canvas
4. Temel özellikleri veya anlamları keşfetmek için ayrıntılı olarak düşünün ve bir analize tabi olun
- "Shakespeare'in bir sonesini analiz et"
- "Suçlu duruşmada kanıtları analiz et"
- "Gerçek nedenlerinizi analiz edin"
- eşanlamlı:
- analiz etmek ,
- araştırmak ,
- incelemek ,
- yelken ,
- kandil