Translation meaning & definition of the word "canoe" into Turkish language

noun

1. Small and light boat

• Pointed at both ends

• Propelled with a paddle

synonym:
• canoe

1. Küçük ve hafif tekne

• Her iki ucu işaret etti

• Bir kürekle itilmiş

eşanlamlı:
• kano

verb

1. Travel by canoe

• "Canoe along the canal"

synonym:
• canoe

1. Kano ile seyahat

• "Kanal boyunca kano"

eşanlamlı:
• kano

Examples of using

Tom decided that we should put the canoe inside the house until the storm passed.

Tom fırtına geçinceye kadar kanoyu evin içine koymamız gerektiğine karar verdi.

Tom went down the river in a canoe.

Tom bir kano içerisinde nehrin aşağısına gitti.

Tom and Mary drifted down the river in their canoe.

Tom ve Mary kanolarında nehrin aşağısına doğru sürüklendiler.

Tom and Mary were paddling a canoe down the river the last time I saw them.

Tom ve Mary onları son gördüğümde nehrin aşağısına doğru bir kanoda kürek çekiyorlardı.

Tom tied the canoe to the top of his car.

Tom kanoyu arabasının üstüne bağladı.

We rented a canoe.

Biz bir kano kiraladık.

We went down a river by canoe.

Kano ile bir nehirden aşağıya doğru gittik.