Translation meaning & definition of the word "canal" into Turkish language
Türk diline "kanal" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Canal
[Kanal]/kənæl/
noun
1. (astronomy) an indistinct surface feature of mars once thought to be a system of channels
- They are now believed to be an optical illusion
- synonym:
- canal
1. (astronomi) mars'ın bir zamanlar bir kanallar sistemi olduğu düşünülen belirsiz bir yüzey özelliği
- Artık optik bir yanılsama olduğuna inanılıyor
- eşanlamlı:
- kanal
2. A bodily passage or tube lined with epithelial cells and conveying a secretion or other substance
- "The tear duct was obstructed"
- "The alimentary canal"
- "Poison is released through a channel in the snake's fangs"
- synonym:
- duct ,
- epithelial duct ,
- canal ,
- channel
2. Epitel hücreleri ile kaplı ve bir salgı veya başka bir maddeyi taşıyan bedensel bir geçit veya tüp
- "Gözyaşı kanalı tıkandı"
- "Besleyici kanal"
- "Zehir, yılanın dişlerindeki bir kanaldan serbest bırakılır"
- eşanlamlı:
- kanal ,
- epitel kanalı
3. Long and narrow strip of water made for boats or for irrigation
- synonym:
- canal
3. Tekneler veya sulama için yapılan uzun ve dar su şeridi
- eşanlamlı:
- kanal
verb
1. Provide (a city) with a canal
- synonym:
- canal ,
- canalize ,
- canalise
1. Bir kanal ile (bir şehir) sağlayın
- eşanlamlı:
- kanal ,
- kanalize etmek
Examples of using
The frogman jumped into the canal.
Dalgıç kanala atladı.
In the sixteenth century Ottoman Turks attempted to construct a canal in Egypt to unite Mediterranean Sea and Red Sea.
On altıncı yüzyılda Osmanlı Türkleri Akdeniz ve Kızıldeniz'i birleştirmek için Mısır'da bir kanal inşa etmeye teşebbüs ettiler.
The treaty gave the United States a canal zone.
Anlaşma, Amerika Birleşik Devletleri'ne bir kanal bölgesi verdi.