Translation meaning & definition of the word "camera" into Turkish language

noun

1. Equipment for taking photographs (usually consisting of a lightproof box with a lens at one end and light-sensitive film at the other)

synonym:
• camera
,
• photographic camera

1. Fotoğraf çekmek için ekipman (genellikle bir ucunda lens bulunan ışık geçirmez bir kutu ve diğerinde ışığa duyarlı filmden oluşur)

eşanlamlı:
• kamera
,
• fotoğraf kamerası

2. Television equipment consisting of a lens system that focuses an image on a photosensitive mosaic that is scanned by an electron beam

synonym:
• television camera
,
• tv camera
,
• camera

2. Bir görüntüyü bir elektron ışını tarafından taranan ışığa duyarlı bir mozaiğe odaklayan bir lens sisteminden oluşan televizyon ekipmanı

eşanlamlı:
• televizyon kamerası
,
• kamera

Examples of using

Tom didn't notice the surveillance camera.

Tom gözetleme kamerasını fark etmedi.

I think Tom forgot his camera.

Sanırım Tom kamerasını unuttu.

I should've left my camera at home.

Kameramı evde bırakmalıydım.

I'm going to buy a new camera. This time it will be a digital one.

Yeni bir kamera alacağım. Bu sefer o dijital bir kamera olacaktır.

I bet Tom never uses his old camera again.

Tom'un eski kamerasını tekrar kullanmayacağından eminim.

Tom didn't bring a camera.

Tom bir kamera getirmedi.

Get the camera.

Kamerayı al.

Tom took a picture of his old camera with his new camera.

Tom yeni kamerasıyla eski kamerasının fotoğrafını çekti.

It's a good camera.

O iyi bir kamera.

It is a good camera.

O iyi bir kamera.

This is a good camera.

Bu iyi bir kamera.

I bought a camera.

Bir kamera satın aldım.

Will you show me how to use this camera?

Bu kameranın nasıl kullanıldığını bana gösterir misin?

Whose camera is this?

Bu kimin kamerasıdır?

She bought that camera while she was in Japan.

O kamerayı Japonya'da iken satın aldı.

This is the camera I bought yesterday.

Bu. dün satın aldığım kamera.

Why did you buy the same camera I have?

Niçin benim sahip olduğum kameranın aynısını aldın?

I'm testing my new camera.

Benim yeni kameramı test ediyorum.

Tom might have stolen Mary's camera.

Tom Mary'nin kamerasını çalmış olabilir.

I was thinking about buying a new camera.

Ben yeni bir fotoğraf makinesi satın almayı düşünüyordum