Translation meaning & definition of the word "burst" into Turkish language
Türk diline "patlama" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Burst
[Patlamak]noun
1. The act of exploding or bursting
- "The explosion of the firecrackers awoke the children"
- "The burst of an atom bomb creates enormous radiation aloft"
- synonym:
- explosion ,
- burst
1. Patlama veya patlama eylemi
- "Havai fişeklerin patlaması çocukları uyandırdı"
- "Bir atom bombasının patlaması havada muazzam bir radyasyon yaratır"
- eşanlamlı:
- infilak ,
- patlamak
2. Rapid simultaneous discharge of firearms
- "Our fusillade from the left flank caught them by surprise"
- synonym:
- fusillade ,
- salvo ,
- volley ,
- burst
2. Ateşli silahların hızlı eşzamanlı deşarjı
- "Sol kanattan fusillade onları şaşırttı"
- eşanlamlı:
- kurşuna dizmek ,
- salvo ,
- voleybolu ,
- patlamak
3. A sudden flurry of activity (often for no obvious reason)
- "A burst of applause"
- "A fit of housecleaning"
- synonym:
- burst ,
- fit
3. Ani bir aktivite telaşı (genellikle belirgin bir sebep olmadan)
- "Bir alkış patlaması"
- "Ev temizliğinin bir parçası"
- eşanlamlı:
- patlamak ,
- uygun
4. A sudden intense happening
- "An outburst of heavy rain"
- "A burst of lightning"
- synonym:
- outburst ,
- burst ,
- flare-up
4. Ani bir yoğun olay
- "Ağır yağmur patlaması"
- "Bir yıldırım patlaması"
- eşanlamlı:
- fışkırma ,
- patlamak ,
- alevlenme
verb
1. Come open suddenly and violently, as if from internal pressure
- "The bubble burst"
- synonym:
- burst ,
- split ,
- break open
1. İç baskıdan sanki aniden ve şiddetli bir şekilde açılın
- "Kabarcık patladı" demek"
- eşanlamlı:
- patlamak ,
- split ,
- açmak
2. Force out or release suddenly and often violently something pent up
- "Break into tears"
- "Erupt in anger"
- synonym:
- break ,
- burst ,
- erupt
2. Aniden ve sıklıkla şiddetli bir şekilde bastırılmış bir şeyi zorla dışarı çıkarın veya serbest bırakın
- "Gözyaşlarına boğulmak"
- "Öfke içinde uyandı"
- eşanlamlı:
- kırma ,
- patlamak
3. Burst outward, usually with noise
- "The champagne bottle exploded"
- synonym:
- explode ,
- burst
3. Genellikle gürültü ile dışarı doğru patlar
- "Şampanya şişesi patladı"
- eşanlamlı:
- patlamak
4. Move suddenly, energetically, or violently
- "He burst out of the house into the cool night"
- synonym:
- burst
4. Aniden, enerjisel veya şiddetli bir şekilde hareket edin
- "Evden serin geceye doğru patladı"
- eşanlamlı:
- patlamak
5. Be in a state of movement or action
- "The room abounded with screaming children"
- "The garden bristled with toddlers"
- synonym:
- abound ,
- burst ,
- bristle
5. Hareket veya eylem halinde olun
- "Oda çığlık atan çocuklarla dolup taştı"
- "Bahçe küçük çocuklarla dolu"
- eşanlamlı:
- kaynamak ,
- patlamak ,
- kıl
6. Emerge suddenly
- "The sun burst into view"
- synonym:
- burst
6. Birdenbire ortaya çıkmak
- "Güneş parladı"
- eşanlamlı:
- patlamak
7. Cause to burst
- "The ice broke the pipe"
- synonym:
- collapse ,
- burst
7. Patlatmak
- "Buz boruyu kırdı"
- eşanlamlı:
- çökme ,
- patlamak
8. Break open or apart suddenly and forcefully
- "The dam burst"
- synonym:
- burst ,
- bust
8. Aniden ve zorla kırın veya ayırın
- "Baraj patladı" dedi"
- eşanlamlı:
- patlamak ,
- büst