Translation meaning & definition of the word "burn" into Turkish language
Türk diline "yanmak" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Burn
[Yakmak]noun
1. Pain that feels hot as if it were on fire
- synonym:
- burn ,
- burning
1. Sanki yanıyormuş gibi sıcak hissettiren ağrı
- eşanlamlı:
- yakmak ,
- yanan
2. A browning of the skin resulting from exposure to the rays of the sun
- synonym:
- tan ,
- suntan ,
- sunburn ,
- burn
2. Güneşin ışınlarına maruz kalmaktan kaynaklanan cildin kahverengileşmesi
- eşanlamlı:
- yanmak ,
- bronzlaşmak ,
- güneş yanığı ,
- yakmak
3. An injury caused by exposure to heat or chemicals or radiation
- synonym:
- burn
3. Isıya, kimyasallara veya radyasyona maruz kalmanın neden olduğu bir yaralanma
- eşanlamlı:
- yakmak
4. A place or area that has been burned (especially on a person's body)
- synonym:
- burn ,
- burn mark
4. Yakılan bir yer veya alan (özellikle bir kişinin vücudunda)
- eşanlamlı:
- yakmak ,
- izmarit
5. Damage inflicted by fire
- synonym:
- burn
5. Yangından kaynaklanan hasar
- eşanlamlı:
- yakmak
verb
1. Destroy by fire
- "They burned the house and his diaries"
- synonym:
- burn ,
- fire ,
- burn down
1. Ateşle yok etmek
- "Evini ve günlüklerini yaktılar"
- eşanlamlı:
- yakmak ,
- ateş ,
- yanıp kül olmak
2. Shine intensely, as if with heat
- "The coals were glowing in the dark"
- "The candles were burning"
- synonym:
- burn ,
- glow
2. Sanki sıcakta gibi yoğun bir şekilde parlayın
- "Kömürler karanlıkta parlıyordu"
- "Mumlar yanıyordu"
- eşanlamlı:
- yakmak ,
- parıltı
3. Undergo combustion
- "Maple wood burns well"
- synonym:
- burn ,
- combust
3. Yanmak
- "Maple ahşap iyi yanıyor"
- eşanlamlı:
- yakmak ,
- yanmış
4. Cause a sharp or stinging pain or discomfort
- "The sun burned his face"
- synonym:
- bite ,
- sting ,
- burn
4. Keskin veya batma bir ağrı veya rahatsızlığa neden olur
- "Güneş yüzünü yaktı"
- eşanlamlı:
- ısırmak ,
- sting ,
- yakmak
5. Cause to burn or combust
- "The sun burned off the fog"
- "We combust coal and other fossil fuels"
- synonym:
- burn ,
- combust
5. Yanmasına veya yanmasına neden olur
- "Güneş sisi yaktı"
- "Kömür ve diğer fosil yakıtları yakıyoruz"
- eşanlamlı:
- yakmak ,
- yanmış
6. Feel strong emotion, especially anger or passion
- "She was burning with anger"
- "He was burning to try out his new skies"
- synonym:
- burn
6. Güçlü bir duygu, özellikle öfke veya tutku hissedin
- "Öfkeyle yanıyordu"
- "Yeni gökyüzünü denemek için yanıyordu"
- eşanlamlı:
- yakmak
7. Cause to undergo combustion
- "Burn garbage"
- "The car burns only diesel oil"
- synonym:
- burn ,
- incinerate
7. Yanmaya sebep olmak
- "Çöp yak"
- "Araba sadece dizel yağı yakıyor"
- eşanlamlı:
- yakmak
8. Burn at the stake
- "Witches were burned in salem"
- synonym:
- burn
8. Kazık çakmak
- "Salem'de cadılar yakıldı"
- eşanlamlı:
- yakmak
9. Spend (significant amounts of money)
- "He has money to burn"
- synonym:
- burn
9. Harcama (önemli miktarda para)
- "Yakacak parası var"
- eşanlamlı:
- yakmak
10. Feel hot or painful
- "My eyes are burning"
- synonym:
- burn
10. Sıcak veya acı verici hissetmek
- "Gözlerim yanıyor"
- eşanlamlı:
- yakmak
11. Burn, sear, or freeze (tissue) using a hot iron or electric current or a caustic agent
- "The surgeon cauterized the wart"
- synonym:
- cauterize ,
- cauterise ,
- burn
11. Sıcak demir veya elektrik akımı veya kostik bir ajan kullanarak yanık, dikiş veya donma (doku)
- "Cerrah siğili koterize etti"
- eşanlamlı:
- dağlamak ,
- yakmak
12. Get a sunburn by overexposure to the sun
- synonym:
- sunburn ,
- burn
12. Güneşe aşırı maruz kalarak güneş yanığı alın
- eşanlamlı:
- güneş yanığı ,
- yakmak
13. Create by duplicating data
- "Cut a disk"
- "Burn a cd"
- synonym:
- cut ,
- burn
13. Verileri çoğaltarak oluşturun
- "Diski kes"
- "Bir cd yak"
- eşanlamlı:
- kesmek ,
- yakmak
14. Use up (energy)
- "Burn off calories through vigorous exercise"
- synonym:
- burn off ,
- burn ,
- burn up
14. Kullanım (enerji)
- "Güçlü egzersizle kalorileri yak"
- eşanlamlı:
- yanmak ,
- yakmak ,
- yanıp kül olmak
15. Burn with heat, fire, or radiation
- "The iron burnt a hole in my dress"
- synonym:
- burn
15. Ateş, ısı veya radyasyonla yanın
- "Demir elbisemde bir delik yaktı"
- eşanlamlı:
- yakmak