Translation meaning & definition of the word "bump" into Turkish language
Türk diline "bump" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Bump
[Çarpma]/bəmp/
noun
1. A lump on the body caused by a blow
- synonym:
- bump
1. Bir darbeden kaynaklanan vücutta bir yumru
- eşanlamlı:
- çarpma
2. Something that bulges out or is protuberant or projects from its surroundings
- "The gun in his pocket made an obvious bulge"
- "The hump of a camel"
- "He stood on the rocky prominence"
- "The occipital protuberance was well developed"
- "The bony excrescence between its horns"
- synonym:
- bulge ,
- bump ,
- hump ,
- swelling ,
- gibbosity ,
- gibbousness ,
- jut ,
- prominence ,
- protuberance ,
- protrusion ,
- extrusion ,
- excrescence
2. Dışarı çıkan veya çıkıntılı olan veya çevresinden projeler yapan bir şey
- "Cepindeki silah bariz bir şişkinlik yaptı"
- "Bir devenin kamburu"
- "Kayalık öneminin üzerinde durdu"
- "Oksipital çıkıntı iyi gelişmiştir"
- "Boynuzları arasındaki kemiksi dışkı"
- eşanlamlı:
- çıkıntı ,
- çarpma ,
- kambur ,
- şişme ,
- dışbükey ,
- kamburluk ,
- çıkmak ,
- şöhret ,
- sıkma ,
- fazlalık
3. An impact (as from a collision)
- "The bump threw him off the bicycle"
- synonym:
- blow ,
- bump
3. Bir darbe (çarpışma gibi)
- "Tümsek onu bisikletten attı"
- eşanlamlı:
- fışkırmak ,
- çarpma
verb
1. Knock against with force or violence
- "My car bumped into the tree"
- synonym:
- bump ,
- knock
1. Güç veya şiddet ile karşı karşıya
- "Arabam ağaca çarptı"
- eşanlamlı:
- çarpma ,
- çarpmak
2. Come upon, as if by accident
- Meet with
- "We find this idea in plato"
- "I happened upon the most wonderful bakery not very far from here"
- "She chanced upon an interesting book in the bookstore the other day"
- synonym:
- find ,
- happen ,
- chance ,
- bump ,
- encounter
2. Gel, kazara gibi
- Buluşmak
- "Bu fikri platon'da buluyoruz"
- "Buradan çok uzak olmayan en harika fırında oldum"
- "Önceki gün kitapçıda ilginç bir kitap okudu"
- eşanlamlı:
- bulmak ,
- meydana gelmek ,
- şans ,
- çarpma ,
- karşılaşma
3. Dance erotically or dance with the pelvis thrust forward
- "Bump and grind"
- synonym:
- bump
3. Erotik olarak dans edin veya pelvis ileri itme ile dans edin
- "Kabartma ve eziyet"
- eşanlamlı:
- çarpma
4. Assign to a lower position
- Reduce in rank
- "She was demoted because she always speaks up"
- "He was broken down to sergeant"
- synonym:
- demote ,
- bump ,
- relegate ,
- break ,
- kick downstairs
4. Daha düşük bir konuma atayın
- Rütbesini düşürmek
- "Çünkü hep konuşuyor" diye indirildi"
- "Çavuş'a parçalandı"
- eşanlamlı:
- indirim ,
- çarpma ,
- indirmek ,
- kırma ,
- aşağıya atmak
5. Remove or force from a position of dwelling previously occupied
- "The new employee dislodged her by moving into her office space"
- synonym:
- dislodge ,
- bump
5. Daha önce işgal edilmiş bir konut konumundan çıkarın veya zorlayın
- "Yeni çalışan ofis alanına taşınarak onu yerinden çıkardı"
- eşanlamlı:
- çıkarmak ,
- çarpma
Examples of using
The boy has a huge bump on his head. No wonder he cried so much!
Çocuğun başında büyük bir yumru var. O kadar çok ağlamasına şaşmamalı.
I bump into her.
Onu çarparım.