Translation meaning & definition of the word "bulge" into Turkish language
Türk diline "kabarcık" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Bulge
[Çıkıntı]/bəlʤ/
noun
1. Something that bulges out or is protuberant or projects from its surroundings
- "The gun in his pocket made an obvious bulge"
- "The hump of a camel"
- "He stood on the rocky prominence"
- "The occipital protuberance was well developed"
- "The bony excrescence between its horns"
- synonym:
- bulge ,
- bump ,
- hump ,
- swelling ,
- gibbosity ,
- gibbousness ,
- jut ,
- prominence ,
- protuberance ,
- protrusion ,
- extrusion ,
- excrescence
1. Dışarı çıkan veya çıkıntılı olan veya çevresinden projeler yapan bir şey
- "Cepindeki silah bariz bir şişkinlik yaptı"
- "Bir devenin kamburu"
- "Kayalık öneminin üzerinde durdu"
- "Oksipital çıkıntı iyi gelişmiştir"
- "Boynuzları arasındaki kemiksi dışkı"
- eşanlamlı:
- çıkıntı ,
- çarpma ,
- kambur ,
- şişme ,
- dışbükey ,
- kamburluk ,
- çıkmak ,
- şöhret ,
- sıkma ,
- fazlalık
verb
1. Swell or protrude outwards
- "His stomach bulged after the huge meal"
- synonym:
- bulge ,
- pouch ,
- protrude
1. Dışarı doğru şiş veya çıkıntı yapın
- "Büyük yemekten sonra midesi şişti"
- eşanlamlı:
- çıkıntı ,
- torba ,
- pırtlamak
2. Bulge out
- Form a bulge outward, or be so full as to appear to bulge
- synonym:
- bulge ,
- bag
2. Çıkıntı yapmak
- Dışa doğru bir çıkıntı oluşturun veya çıkıntı gibi görünecek kadar dolu olun
- eşanlamlı:
- çıkıntı ,
- çanta
3. Bulge outward
- "His eyes popped"
- synonym:
- start ,
- protrude ,
- pop ,
- pop out ,
- bulge ,
- bulge out ,
- bug out ,
- come out
3. Dışa doğru çıkmak
- "Gözleri patladı"
- eşanlamlı:
- start ,
- pırtlamak ,
- pop ,
- dışarı çıkmak ,
- çıkıntı ,
- çıkıntı yapmak ,
- defolup gitmek ,
- çıkmak
4. Cause to bulge or swell outwards
- synonym:
- bulge ,
- bulk
4. Dışarı doğru şişmeye veya şişmeye neden olur
- eşanlamlı:
- çıkıntı ,
- toplu