Translation meaning & definition of the word "brushed" into Turkish language
Türk diline "fırçalanmış" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Brushed
[Fırçalanmış]/brəʃt/
adjective
1. Touched lightly in passing
- Grazed against
- "Of all the people brushed against in a normal day on a city street i remember not a one"
- synonym:
- brushed
1. Geçerken hafifçe dokundu
- Otlatmış
- "Bir şehir caddesinde normal bir günde karşı karşıya gelen tüm insanların hiçbirini hatırlamıyorum"
- eşanlamlı:
- fırçalanmış
2. (of hair or clothing) groomed with a brush
- "With shining hair neatly brushed"
- "The freshly brushed clothes hung in the closet"
- synonym:
- brushed
2. (saç veya kıyafet) bir fırça ile bakımlı
- "Parlayan saçlarla düzgünce fırçalanmış"
- "Yeni fırçalanmış giysiler dolaba asıldı"
- eşanlamlı:
- fırçalanmış
3. (of fabrics) having soft nap produced by brushing
- "A dress of brushed cotton"
- "A fleecy lining"
- "Napped fabrics"
- synonym:
- brushed ,
- fleecy ,
- napped
3. (kumaşların) fırçalanarak üretilen yumuşak kestirme
- "Fırçalanmış pamuktan bir elbise"
- "Bir fleecy astar"
- "Çatlamış kumaşlar"
- eşanlamlı:
- fırçalanmış ,
- yünden ,
- kepli
Examples of using
Tom brushed the dirt off his jeans.
Tom kotundaki kiri fırça ile temizledi.
She brushed her hair.
Saçını taradı.
Tom brushed his teeth.
Tom dişini fırçaladı.