Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "browse" into Turkish language

Türk diline "gözat" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Browse

[Araştır]
/braʊz/

noun

1. Vegetation (such as young shoots, twigs, and leaves) that is suitable for animals to eat

  • "A deer needs to eat twenty pounds of browse every day"
    synonym:
  • browse

1. Hayvanların yemesine uygun bitki örtüsü (genç sürgünler, dallar ve yapraklar gibi)

  • "Bir geyiğin her gün yirmi kilo göz atması gerekir"
    eşanlamlı:
  • taramak

2. Reading superficially or at random

    synonym:
  • browse
  • ,
  • browsing

2. Yüzeysel veya rastgele okuma

    eşanlamlı:
  • taramak
  • ,
  • otlama

3. The act of feeding by continual nibbling

    synonym:
  • browse
  • ,
  • browsing

3. Sürekli ısırarak beslenme eylemi

    eşanlamlı:
  • taramak
  • ,
  • otlama

verb

1. Shop around

  • Not necessarily buying
  • "I don't need help, i'm just browsing"
    synonym:
  • shop
  • ,
  • browse

1. Alışveriş yapmak

  • Satın almak şart değil
  • "Yardıma ihtiyacım yok, sadece göz atıyorum"
    eşanlamlı:
  • mağaza
  • ,
  • taramak

2. Feed as in a meadow or pasture

  • "The herd was grazing"
    synonym:
  • crop
  • ,
  • browse
  • ,
  • graze
  • ,
  • range
  • ,
  • pasture

2. Bir çayır veya merada olduğu gibi beslenir

  • "Sürü otluyordu"
    eşanlamlı:
  • biçmek
  • ,
  • taramak
  • ,
  • otlatmak
  • ,
  • menzil
  • ,
  • çayır

3. Look around casually and randomly, without seeking anything in particular

  • "Browse a computer directory"
  • "Surf the internet or the world wide web"
    synonym:
  • browse
  • ,
  • surf

3. Özellikle hiçbir şey aramadan rasgele ve rastgele etrafınıza bakın

  • "Bilgisayar dizinine göz atın"
  • "İnternette veya dünya çapında web'de gezin"
    eşanlamlı:
  • taramak
  • ,
  • sörf

4. Eat lightly, try different dishes

  • "There was so much food at the party that we quickly got sated just by browsing"
    synonym:
  • browse
  • ,
  • graze

4. Hafifçe yiyin, farklı yemekler deneyin

  • "Partide o kadar çok yiyecek vardı ki, sadece göz atarak çabucak doyduk"
    eşanlamlı:
  • taramak
  • ,
  • otlatmak