Translation meaning & definition of the word "brooding" into Turkish language
Türk diline "brooding" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Brooding
[Düşünceli]/brudɪŋ/
noun
1. Sitting on eggs so as to hatch them by the warmth of the body
- synonym:
- brooding ,
- incubation
1. Yumurtaların üzerine oturarak onları vücudun sıcaklığıyla yumurtadan çıkarmak için
- eşanlamlı:
- düşünceli ,
- inkübasyon
2. Persistent morbid meditation on a problem
- synonym:
- pensiveness ,
- brooding
2. Bir problem üzerinde kalıcı morbid meditasyonu
- eşanlamlı:
- dalgınlık ,
- düşünceli
adjective
1. Deeply or seriously thoughtful
- "Byron lives on not only in his poetry, but also in his creation of the 'byronic hero' - the persona of a brooding melancholy young man"
- synonym:
- brooding ,
- broody ,
- contemplative ,
- meditative ,
- musing ,
- pensive ,
- pondering ,
- reflective ,
- ruminative
1. Derin ya da ciddi düşünceli
- "Byron sadece şiirinde değil, aynı zamanda 'bironik kahraman' - derin melankolik bir genç adamın kişiliğini yaratırken de yaşıyor"
- eşanlamlı:
- düşünceli ,
- broody ,
- dalgın ,
- musing ,
- düşünme ,
- yansıtıcı
Examples of using
Dark clouds were brooding over the city.
Şehrin üzerinde kara bulutlar vardı.