Translation meaning & definition of the word "brittle" into Turkish language
Türk diline "küçük" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Brittle
[Kırılgan]/brɪtəl/
noun
1. Caramelized sugar cooled in thin sheets
- synonym:
- brittle ,
- toffee ,
- toffy
1. Karamelize şeker ince tabakalar halinde soğutulur
- eşanlamlı:
- kırılgan ,
- taffy ,
- şekerleme
adjective
1. Having little elasticity
- Hence easily cracked or fractured or snapped
- "Brittle bones"
- "Glass is brittle"
- "`brickle' and `brickly' are dialectal"
- synonym:
- brittle ,
- brickle ,
- brickly
1. Az esnekliğe sahip olmak
- Bu nedenle kolayca çatlamış veya kırılmış veya kopmuş
- "Küçük kemikler"
- "Cam kırılgandır" demek"
- "`brickle' ve `brickly' diyalektiktir"
- eşanlamlı:
- kırılgan ,
- tuğla ,
- duvarlı
2. Lacking warmth and generosity of spirit
- "A brittle and calculating woman"
- synonym:
- brittle
2. Sıcaklık ve cömertlik eksikliği
- "Kırılgan ve hesapçı bir kadın"
- eşanlamlı:
- kırılgan
3. (of metal or glass) not annealed and consequently easily cracked or fractured
- synonym:
- brittle ,
- unannealed
3. (metal veya cam) tavlanmamış ve dolayısıyla kolayca çatlamış veya kırılmış
- eşanlamlı:
- kırılgan ,
- tavlanmış