Translation meaning & definition of the word "brink" into Turkish language
Türk diline "brink" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Brink
[Eşik]/brɪŋk/
noun
1. A region marking a boundary
- synonym:
- brink ,
- threshold ,
- verge
1. Sınırı işaretleyen bir bölge
- eşanlamlı:
- eşik
2. The edge of a steep place
- synonym:
- brink
2. Dik bir yerin kenarı
- eşanlamlı:
- eşik
3. The limit beyond which something happens or changes
- "On the verge of tears"
- "On the brink of bankruptcy"
- synonym:
- verge ,
- brink
3. Bir şeyin gerçekleştiği veya değiştiği sınır
- "Gözyaşlarının eşiğinde"
- "İflasın eşiğinde"
- eşanlamlı:
- eşik
Examples of using
In 1939, as in 1914, the world was on the brink of war.
1914'te olduğu gibi 1939'da dünya bir savaşın eşiğindeydi.
The man was on the brink of death.
Adam ölümün eşiğindeydi.