Translation meaning & definition of the word "brief" into Turkish language
Türk diline "kısa" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Brief
[Kısa]/brif/
noun
1. A document stating the facts and points of law of a client's case
- synonym:
- brief ,
- legal brief
1. Bir müşterinin davasının gerçeklerini ve hukuk noktalarını belirten bir belge
- eşanlamlı:
- kısa ,
- kanuni özet
2. A condensed written summary or abstract
- synonym:
- brief
2. Yoğunlaştırılmış yazılı özet veya özet
- eşanlamlı:
- kısa
verb
1. Give essential information to someone
- "The reporters were briefed about the president's plan to invade"
- synonym:
- brief
1. Birine önemli bilgiler verin
- "Başkan'ın işgal planı hakkında gazetecilere bilgi verildi"
- eşanlamlı:
- kısa
adjective
1. Of short duration or distance
- "A brief stay in the country"
- synonym:
- brief
1. Kısa süreli veya mesafe
- "Ülkede kısa bir konaklama"
- eşanlamlı:
- kısa
2. Concise and succinct
- "Covered the matter in a brief statement"
- synonym:
- brief
2. Özlü ve özlü
- "Kısa bir açıklamada konuyu ele aldı"
- eşanlamlı:
- kısa
3. (of clothing) very short
- "An abbreviated swimsuit"
- "A brief bikini"
- synonym:
- abbreviated ,
- brief
3. (giysi giyimi) çok kısa
- "Kısaltılmış bir mayo"
- "Kısa bir bikini"
- eşanlamlı:
- kısaltılmış ,
- kısa
Examples of using
Make it brief.
Onu kısalt.
Keep it brief.
Onu kısa tut.
I'll be brief.
Kısa ve öz olacağım.