Translation meaning & definition of the word "bridge" into Turkish language
Türk diline "köprü" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Bridge
[Köprü]noun
1. A structure that allows people or vehicles to cross an obstacle such as a river or canal or railway etc.
- synonym:
- bridge ,
- span
1. İnsanların veya araçların nehir veya kanal veya demiryolu gibi bir engeli geçmesine izin veren bir yapı.
- eşanlamlı:
- köprü ,
- uzatmak
2. A circuit consisting of two branches (4 arms arranged in a diamond configuration) across which a meter is connected
- synonym:
- bridge ,
- bridge circuit
2. Bir metrenin bağlandığı iki daldan (bir elmas konfigürasyonunda düzenlenmiş 4 kol) oluşan bir devre
- eşanlamlı:
- köprü ,
- köprü devresi
3. Something resembling a bridge in form or function
- "His letters provided a bridge across the centuries"
- synonym:
- bridge
3. Biçim veya işlev olarak bir köprüye benzeyen bir şey
- "Bu mektuplar yüzyıllar boyunca bir köprü sağladı"
- eşanlamlı:
- köprü
4. The hard ridge that forms the upper part of the nose
- "Her glasses left marks on the bridge of her nose"
- synonym:
- bridge
4. Burnun üst kısmını oluşturan sert sırt
- "Gözlüğü burnunun köprüsünde izler bıraktı"
- eşanlamlı:
- köprü
5. Any of various card games based on whist for four players
- synonym:
- bridge
5. Dört oyuncu için ıslık dayalı çeşitli kart oyunlarından herhangi biri
- eşanlamlı:
- köprü
6. A wooden support that holds the strings up
- synonym:
- bridge
6. Ipleri tutan ahşap bir destek
- eşanlamlı:
- köprü
7. A denture anchored to teeth on either side of missing teeth
- synonym:
- bridge ,
- bridgework
7. Bir protez, eksik dişlerin her iki tarafındaki dişlere tutturulmuştur
- eşanlamlı:
- köprü
8. The link between two lenses
- Rests on the nose
- synonym:
- bridge ,
- nosepiece
8. İki lens arasındaki bağlantı
- Burnunun üzerinde durur
- eşanlamlı:
- köprü ,
- burun kısmı
9. An upper deck where a ship is steered and the captain stands
- synonym:
- bridge ,
- bridge deck
9. Bir geminin yönlendirildiği ve kaptanın durduğu bir üst güverte
- eşanlamlı:
- köprü ,
- köprü güvertesi
verb
1. Connect or reduce the distance between
- synonym:
- bridge ,
- bridge over
1. Arasındaki mesafeyi bağlayın veya azaltın
- eşanlamlı:
- köprü ,
- köprü ile kapatmak
2. Make a bridge across
- "Bridge a river"
- synonym:
- bridge
2. Karşıdan bir köprü yapın
- "Bir nehri köprüleyin"
- eşanlamlı:
- köprü
3. Cross over on a bridge
- synonym:
- bridge
3. Bir köprüden geçmek
- eşanlamlı:
- köprü