Translation meaning & definition of the word "breakdown" into Turkish language
Türk diline "kırılma" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Breakdown
[Arıza]/brekdaʊn/
noun
1. The act of disrupting an established order so it fails to continue
- "The social dislocations resulting from government policies"
- "His warning came after the breakdown of talks in london"
- synonym:
- dislocation ,
- breakdown
1. Kurulu bir düzeni bozma eylemi, böylece devam edemez
- "Hükümet politikalarından kaynaklanan sosyal dislokasyonlar"
- "Onun uyarısı londra'da görüşmelerin bozulmasından sonra geldi"
- eşanlamlı:
- kaydırma ,
- arıza
2. A mental or physical breakdown
- synonym:
- breakdown ,
- crack-up
2. Zihinsel veya fiziksel bir çöküş
- eşanlamlı:
- arıza ,
- tıkanıklık
3. A cessation of normal operation
- "There was a power breakdown"
- synonym:
- breakdown ,
- equipment failure
3. Normal operasyonun durdurulması
- "Güç kesintisi oldu"
- eşanlamlı:
- arıza ,
- ekipman arızası
4. An analysis into mutually exclusive categories
- synonym:
- breakdown ,
- partitioning
4. Birbirini dışlayan kategorilere yönelik bir analiz
- eşanlamlı:
- arıza ,
- bölümlendirme
Examples of using
I had a mental breakdown.
Ruhsal sinir bozuntum vardı.
I had a breakdown.
Bir arızam vardı.
Kaneko was so stressed out at her new job that she had a nervous breakdown.
Kaneko yeni işinde o kadar stresliydi ki sinir krizi geçirdi.